Siyasi görüşümüzü önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi Nasyonel Sosyalizm olduğunu vurgulamak isteriz. Bazı insanlar bu görüşe nefret dolu bakarken bazı insanlar ise bu görüşe karşı sevgi doludur.
Nasyonel Sosyalizm ırkçı bir görüş değildir, sadece her insanın kendi ırkını benimsemesini ve korumasını ister.
Biz Türk olduğumuza göre, Türk ırkını temsil etmemiz gerekiyor. Çoğu Centil ırkın tarihi elbette değerlidir. Bu arada pek çok yazımızda sürekli Centil diyoruz, Centil nedir söyleyelim. Yahudi olmayan her ırka Centil ırk denir. Yahudilerin bir tarihi yoktur. Türk ırkının gerçekten güçlü ve yüce bir geçmişi var. Nasyonel Sosyalizm vatanını, toprağını sevme, onu korumak ve en iyi şekilde değerlendirmek ve hem kendini, hem de ırkını yüceltmeye çalışmak demektir. Türk değerleri arasında bunlar çok özel bir yere sahiptir. Peki neden bu kadar özel?
Çünkü bu millettir ki Kurtuluş Savaşı sırasında yurdunu kurtarmak ve ırkını devam ettirmek uğruna yüzbinlerce şehit vermiş, yıllarca gözyaşı ve kan dökmüştür. Soyumuzun daha derinlere inecek olursak gerçekten büyük başarılara imza atmış ve güçlü bir tarihimiz var, bu gerçekten gurur verici. Bunları neredeyse her Türk bilir. Şimdiki Türkiye’ye baktığımız zaman yönetim Yahudilerin veya onların uşaklarının elinde olduğu için Türk ırkını Araplaştırıyorlar. Ve bizi “Büyük Israil” planları için kullanmayı planlıyorlar. Araplaşmak; geriye gitmek, yobazlaşmak ve Türk ırkının Araplarla karışması demek. Türklerin Araplar ile karışması Türk ırkının yokoluşu olur, ve bizler böyle bir şeye asla izin veremeyiz.
Nasyonel Sosyalizm “Antisemitik” bir görüştür ve bu büyük bir sorunun çözümüdür. Birçok Türk, Yahudilerin bizden “farklı” olduklarının farkındalardır. Ha ideolojik olarak, ha içgüdüsel olarak. Türkler olarak günümüzdeki pek çok cesareti ve bilinci elinden alınmış ülke gibi herkes Yahudilerin körce arkasında değil. Ama elbette Türkiye devletinin başında olanlar da çoğu ülkeyle aynı şekilde Yahudi veya Yahudilere hizmet etmektedirler. Bu nedenle Türk halkını Araplaştırırlar, kullanırlar ve Türk Irkını yok oluşa sürüklerler. Bu isteklerinin diğer Centil ırkları karıştırıp zayıflatarak kontrol edilmelerini kolaylaştırmaktan bir farkı yoktur. Ve özellikle Türk halkı bayağı duygusal ve çarpıtılmış da olsa kültürel değerlerine sahip çıkacağından bizi özellikle İsveç gibi eskiden beyaz ülkelere yaptıkları gibi siyahilerle karıştırmaları çok, çok zor olurdu. O yüzden zaten halk olarak peşkeş çektiğimiz, “din” dedikleri barbarlıklarına özendiğimiz Arapları kullanıyorlar. Bu gerçekten Türk milleti için çok acı bir durum ve düzeltilmesi gerek. Unutmayın ve emin olun ki bir milletin en zirvede olacağı görüş Nasyonel Sosyalizm’dir. Bunun en iyi örneği Hitler Almanya’sıdır. Hitler’den nefret edenler bile onun iktidarda olduğu 10 kısacık yılda muazzam işlere imza attığını reddedemez. Herkes bir bütündür, birbirimiz için ve geleceğimiz için uğraş göstermeliyiz. Bu ideale en yatkın ideolojiyse Nasyonel Sosyalizmdir. Adolf Hitler bu konuda çok önemli bir rol oynamıştır, tekrar tekrar söylediğimiz gibi. Ama kendimizden de liderlerimiz var.
Aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk Türk ırkımızı yüceltti ve o dönemler Türk insanlarını bir araya getirdi, ülke bilime ve eğitime yöneldi, aynı Adolf Hitler’in yaptığı gibi.
Atatürk birçok başarıya imza attı. Yaptıklarını araştıranlar o zamanlar ülkedeki Yahudi etkisini zayıflatmak için elinden geleni yapmış olduğunu, gerçek Pagan kökenlerimizi keşfetmemiz için araştırmalar yaptırdığını görecektir. Herkes vatanı, milleti için savaştı, kan ve göz yaşı döküldü. Bizlere düşen görev ise şu an bizlere armağan etmiş oldukları ırkımıza, vatanımıza ve geleceğimize sahip çıkmak oldu.
Tarihimiz için bu kadar çok şey yaşanmışken biz neden komünizmde dikte edildiği gibi Irkımız adına umursamaz olalım? Gerçekten de ne cinsiyetler, ne ırklar, hatta ne de herhangi iki insan arasında hiçbir fark olmadığı, hepimizin “””eşit””” olduğu fikrini hem bir Türk, hem bir insan olarak kabul edebilir misiniz? “Eşitlik” eşitsizliktir.
Bu çok önemli;
Nasyonel Sosyalizm yüksek derecede bilime ve eğitime önem gösterir. Ülkeye Camiler, Kiliseler yapmak yerine eğitime ve bilime yönelik kuruluşlar kurulur. Ama aynı zamanda da ortak halkın bekası için elinden geldiği şekilde çalışan kişilerin inancına karışmayacak kadar da açık ve özgürlükçüdür. Hitler zamanında Almanya’da daha önce hiç inşa edilmediği kadar kilise inşa edildi; ki Hitler Hristiyanlıktan nefret ederdi. Atatürk de bunlara önem gösteren, olması gerektiği gibi bir liderdi.
Nazi bir ülkede ne gibi farklılıklar olur birkaç maddeye sıralayayım;
• Öncelikle ülke halkın ekonomik ve moralen belini kıran, genel olarak Yahudilerin yönettiği tefecilik gibi paradan para yaratma sistemleri olmayacağı için hiç olmadığı kadar güçlü ve yenilikçi olmaya başlar.
• Ülkede bölünme diye bir şey olmaz. İnsanlar birlik ve beraberliğin önemini anlar, suç oranı azalır. Hitler zamanında (yine çoğunluğunun başında Yahudilerin olduğu) mahkemeler suç oranı çok düşük olduğu için kapatılırdı.
• İşsizlik diye bir şey olmaz, her insana iş imkanı verilir. İnsanların memnuniyet oranı yükselir.
• “Bu Komünizmde de var ama.” diyecek kişiler için de cevabımız Komünistik veya Marksist bir Sosyalizm’de bireye sıfır önem verildiği ve eğer sadece devletin bekası için çalışmıyorsanız ezileceğinizdir. Ama Nasyonel Sosyalist bir toplumda iş sahibi olacak bireylerin alacakları eğitim de, bulunacakları pozisyon da ilgi, alaka, yetenek ve liyakatlarına dayanırdı, kayırma veya belli bir ırktan olup olmamalarına değil.
• Yönetim asla kendi çıkarlarını düşünmez, kendi çıkarlarını düşünen bir yönetim milletini önemsemiyordur.
• Yahudi kuruluşlar ülkeden temizlenir ve insanları köleleştirecek inançlara yöneltecek tarikatlar ortaya çıkamaz. İnsanlar daha aydın ve yararlı bireylere dönüşür. Nasyonel Sosyalizm kişilerin inançlarını yaşamasına izin verir ama bu blogu okuyorsanız zaten en azından şu düşüncedesinizdir: Yeterince eğitilmiş hiçbir birey İslam, Hristiyanlık gibi ölüm programlarının gölgesine düşemez.
Bunlar sadece birkaç önemli nokta.
Nazilerin döneminde;
Hitler halkına gerçek bir liderlik etti. Eğer şu an Nazi Almanyası hala var olsaydı insanlar Hitler’i dünyaya barışı getiren adam olarak bileceklerdi, ve herkes Nazileri hayranlık ile anlatacaklardı ve de her millet Nasyonel Sosyalizm ideolojisini benimsemiş olacaktı.
Ancak savaştan malup çıktığımız için Yahudiler hemen iftiralar atmaya başladılar ve Nazilerin üzerini karalayarak kötü bir maske taktıklar.
Aslında hiçbir şey göründüğü ve zannedildiği gibi basit değildir.
Nazilerin arasına sızmayı başaran ajanlar yüzünden Hitler savaş planlarını istediği gibi gerçekleştiremedi, bazı generaller Hitler’in verdiği emirleri abartı bulup yerine getirmedi ve 9 Mayıs Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası karşısında kazandığı 1939-1945 yılları arasında süren, tarihin en büyük ve kanlı savaşında siviller dahil yaklaşık 70 milyon insan hayatını kaybetti. O zamanlarda Naziler zaten birçok cepheden savaşıyordu, hep savaştılar ancak askerlerin üstün yeteneklerine ve bağlılıklarına rağmen (kaba olacak ama öldürdükleri düşman askerlerine karşılık verdikleri zaiyat oranları) başarılı olamadılar.
Hitleri sevmeyen insan yoktu diyebilirim çünkü halkına gerçek bir lider oldu. Almanya’yı büyük bir bataklığın içinden çıkardı ve en güçsüz halden en güçlü hale ulaştılar. Bunu inanarak, bir ve beraber olarak başardılar.
Marksist Sosyalizm ve Nasyonel Sosyalizm arasındaki fark.
Kısaca Marksist Sosyalizm nedir?
Her şeyi “toplum”a vurmaya çalışır. Bireye en ufak bir önem bile vermez. Eğer topluma karşı bir duruşun varsa seni ezer geçer, kısacası köleliktir. Buradaki toplum da öyle herkesin iyiliği değil, sadece (genel olarak Yahudilerden oluşan) yönetici kesimin iyiliğidir.
Bireyi tamamen yutmaya, asimile etmeye ve ona uygun bir şekilde geri kusmaya yöneliktir.
Ha devlet, ha Allah.
İsimlerini değiştirirsen aynı ideolojiyi elde edersin.
Nasyonel Sosyalizmde özel mülke karşı bir şey yoktur ancak özel mülklerin veya şirketlerin, halkı veya devleti kontrol edebilecek bir güce ulaşması saçmalıktır.
Hitler iktidara geçtiğinde eli devletin cebinde olan Yahudilerden kurtulmuştur. Neredeyse her ülkenin başındaki yönetim Yahudiler’in yanına geçmektedir. Onlar ülke yönetimlerine büyük imkanlar sunarlar ve o ülkeleri yanlarına çekerler. Adeta bir kukla haline gelen ülke Yahudilerin düşmanlarının karşısında dururlar. Gerçek düşmana (İsrail’e) karşı durmadıktan sonra bunun bir anlamı yoktur. Sadece Yahudilerin Nasyonel Sosyalizm gibi işlevsel ve hem bireyi, hem de toplumu özgürleştiren bir ideolojinin, Yahudilere ve onların sömürgeye dayalı güç sistemine büyük bir tehdit olmasından ötürü Nasyonel Sosyalizm adına isim lekeleme çalışmasıdır.