Bu bir Spiritüel Satanizm Türev İçeriğidir. Omurga metin.
Özellikle Türklerde sıklıkla “inisiyasyon” olarak geçen şey, Satanizm bağlamında kendinizi Şeytan’a adama ayinidir. Bu ayini yapmanız, sizi gerçek bir Satanist hâline getirir. Bir defa gerçekleştireceğiniz bu ayinin güzelliğini acele ederek bozmamalısınız. Bu ayini yapmadan öncesinde sitemizi tamamen okuyup aklınıza takılan tüm sorularınızı forumlarımızda sormanızı tavsiye ediyoruz. Satanizm hakkında, Şeytan hakkında bir şey bilmeden adanmanız hem kendiniz için, hem de Tanrılar için saygısızlık olacaktır.
Şeytan’a Adanma ayini, ne değildir?
- Şeytan’a “ruhunu satma”,
- Enerjinizi/ruhunuzu/gençliğinizi emdirip “karşılığında” servet, nüfuz veya güç kazanma,
- Akıtacağınız daha litrelerce, tonlarca kanın sadece ilk birkaç damlasını akıtma,
- Bir anda üstün, aşkın bir büyücü, toplumun “elit” veya “seçkin” bir ferdi olma,
- Tanrıların sizin bebek bakıcınız olup her derdinize koşması…
Şeytan ve diğer Tanrıların ruhları borsacı gibi alıp satan kapitalist işadamları olduğu fikrini insanlara Yahudi kontrollü Hollywood filmleri vermiştir. Ancak gerçekten ruh satın alan bir kolektif istiyorsanız Yahweh’den yani Allah’tan uzağa bakmanız gerekmez. Şeytan ve Tanrılarımızsa tarihin başından beri bizle olup bize rehberlik yapıp sevgi, saygı çerçeveleri içinde bizlerle sağlıklı ilişkiler kurmuştur. Şeytan’a ruhunu adama da sadece amaçlarınızın ve iradenizin birliğini, karşılıklı olarak iki tarafın da sevgi ve saygı ilişkisi içinde olacağını belirten bir antlaşmadır.
Bunun dışında, Şeytan veya Tanrıların bizim enerjimizi tükettiğine dair bazı iddialar var. Bu saçma iddialar da ya yalancılar ya da apaçık hainler tarafından ortaya atılır. Buna verilmesi gereken tek karşılık da Satanist bile olmadan uygulayabileceğiniz Güç Meditasyonlarının ne kadar iyi hissettirdiği gerçeğinden başka bir şey değil. Böyle gözle görülüp elle tutulmayan şeylere en iyi cevap her insanın kendi hissedebileceği gerçeklerdir.
Satanizm kanlı kurbanlar, ölüm, yıkım ve vahşet hakkında değildir. Satanizm’de kan akıtmanız gereken tek nokta burasıdır ve bunun da iki anlamı vardır: Birincisi, olaya ve duruma olan ciddiyetinizi gösterir, ikincisi sembolik olarak hayatın yapıtaşlarını (DNA) içeren kanımızı, bize bunu bahşeden Şeytan’a geri sunmaktır.
Kendimizi Şeytan’a adayınca Onun ve Tanrıların muazzam enerjileriyle dolu aynı frekansa geçip o enerji akımına katılırız. Bu yüzden adandığınız gün ve/veya sonraki gün kendinizi çok enerjik, mutlu, hafiflemiş hissetmeniz normaldir. Bu his, eğer ki düzgün ve bütüncül bir Güç Meditasyonu rutinindeyseniz güçlenerek devam edecektir. Hiçbir efor sarf etmeden bir şeyler kazanma düşüncesindeyseniz, yanlış yerdesinizdir. Eğer siz kendinizi büyütmeye, geliştirmeye uğraşmazsanız Tanrılar da size yardım etmez. Her şey Satanistlerde, yani bizlerde bitiyor.
Bazı Satanistler sadece adandılar diye belli şeylere “haklarının olduğunu” düşünürler. Şeytan’dan veya başka Demonlardan taleplerde bulunurlar veya istedikleri sonuçları sabırsız bir şekilde çok çabuk isterler, çünkü sonuçta onlar artık adandılar ve “elitin eliti” oldular. Her ne kadar bunu bile yapmak pek çok kişinin bu hayatta varamayacağı bir nokta olsa da, Tanrılar ne bizim çocuk bakıcımız, ne de bizim için her talebimizi yerine getirmek zorunda olan varlıklardır. Onların da işleri var, karakterleri var ki gerçekten çok meşgullerdir. İnsanlığı yüzyıllardır kasıp kavuran ruhani savaş tepe noktasına ulaşmış ve hepimizin olabildiğince sık ve sıkı bir şekilde Tanrılara yardım etmemiz gerekiyorken sizi terk eden eski sevgilinizle aranızı yapsın diye Kral Paimon’u her gün çağırmaya çalışmak saygısızlıktan fazla bir şey olmaz. Tanrılar sizden yardımlarını esirgemezler ve Onlar temelde ebeveynlerimizdir, lâkin en nihayetinde sizin çocuğunuz olursa/olunca/varsa onun yerine her şeyi yapmaya mı çalışırsınız yoksa kendi kaldırabileceği zorlukları kendi gücüyle yenip hayat tecrübesi, güç, içsel zenginlik, özgüven ve bağımsızlık kazanmasını mı istersiniz? Yine de bu demek değildir ki kişisel işleriniz için Tanrıları meşgul etmeyin, elbette Onlardan yardım istemekte sakınca yoktur; ancak unutulmaması gereken önemli bir nokta, Spiritüel Satanizm’in nihai amacının, kişinin kendi kendine yardım edebilecek bir konuma gelmesini sağlamaktır. Tıpkı ideal ebeveynler gibi, üstesinden gelemediğimiz konularda Tanrılar hep yanımızdadır.
“Yani, kendimizi adayınca ne oluyor?”
- Tanrıların koruması altına giriyoruz. Bir şeyler kötü giderse Onlar araya girip bizi korurlar. Tehlikeli kazalar gibi fiziksel olaylardan tutun, çok ciddi ve tehlikeli bir olay olabilen uzaylılar tarafından kaçırılma ve saldırıları defetmeye kadar her konuda olabilir.
- Tanrıların rehberliği bizimle oluyor. Herhangi bir zamanda ihtiyacınız olan bir şeye sizi yönlendiriyorlar. Gerek daha iyi bir iş olsun, gerek doğru meditasyon pratikleri olsun, gerek ruh eşiniz olsun. Tanrılar sevgi doludur ve çocukları olan bizlere de bu sevgiyi göstermekten çekinmezler.
- Ölme gibi bir durumunuz olursa “Cehennem”deki (Aslında, Tanrıların gezegeni olan Du’at’a Cehennem demek doğru değil, zira “Cehennem” Arapça kökenli bir kelime olup anlamı “dipsiz çukur” gibi bir şeye tekabül eder. Bunun yerine Hell/Du’at kullanılır) yerinizi garantiler. İslam gibi inançlardaki gibi ödül-ceza kavramı olan bir Cehennem’den bahsetmiyoruz, sadece Tanrılarımızın yaşadığı gezegen olan Du’at’tan bahsediyoruz, onların toplumu mükemmel olduğundan ötürü orada mutlu olursunuz lâkin bu gereksiz, zorlama veya ödül niteliğinde bir mutluluk değildir. Sadece Tanrılarımızın yanında olduğunuzdan ve güvende olduğunuzu bildiğinizden mutlu olursunuz. Bu koruma sevdiklerinize de uzanır. Du’at’ta ruhların zayıflayıp solmasını engelleyen mekanizmalar vardır ve doğru zamanda insanlığın özgürlüğü için savaşmak üzere ve/veya Tanrılığa ulaşmak için en fazla potansiyele sahip olabileceğiniz şartlara stratejik olarak reenkarne edilirsiniz.
- Enerjetik olarak Du’at’ın enerjilerine ulaşabilmek gibi başka pek çok getirisi vardır. Satanik Mavi Enerji, özellikleri itibariyle bir şeyleri korumak, kutsamak ve güçlendirmek açısından harikadır.
- Hiçbir Spiritüel Satanist bilerek ve isteyerek bir başka Spiritüel Sataniste zarar veremez, Tanrılar böyle durumlarda araya girer ve gerek fiziksel bir saldırıyı daha olay meydana gelmeden engellemek olsun, gerek bir tarafın yaptığı laneti aynen geri yansıtmak olsun, birbirimize zarar vermemiz mümkün değildir. Aslında böyle bir duruma gerek bile kalmaz, en nihayetinde hepimiz aynı yolda yürüyen yoldaş, dost ve aileyiz. Karakter olarak uyuşmayan SS’ler (Spiritüel Satanistler) bile genel olarak birbirlerine karşı temel bir saygı ve tolerans seviyesi sağlamayı bilirler. Farklılıklarını, bir kenara koyma konusunda başarısız olunan nadir durumlarda Tanrılar en mükemmel muhakemeyi yapacaktır.
- Daha burada yazılamayacak nice faydalar…
“Bize bu kadar fayda sağlayabilecek bir şeyden Onlar ne kazanıyor?”
Onlar mükemmel, hepsi birer Tanrı ve hiçbir şeye ihtiyaçları yok. Onların çocuklarıyız. Siz çocuğunuzu yetiştirip elinizden gelen en iyi yiyecekleri, eğitimi ve her anlamda gelişmesini sağladıktan sonra 18 yaşına bastığında eline, ona “harcadığınız” tüm masrafları içeren bir fatura tutuşturmazsınız, değil mi? Biz insanlar bile karşılık beklemeden iyilik yapabiliyorken elbette ki her anlamda mükemmel varlıklar da bunu yapabilir.
Kendinizi Şeytan’a adayıp Satanist olduğunuzda sizden neler beklenir?
Tanrıları tanımanız ve Onlara saygı göstermeniz dışında hiçbir şey aslında. İşin temeli budur. Başka yapabileceğiniz (ve günümüz şartlarından ötürü de bir nevi yapmanız gereken) şeyler de vardır, ama öz hep aynıdır. Hayır, Tanrılara tapmıyoruz ki Şeytan köle gibi tapınmadan nefret eder. Şeytan, Tanrılara tapınılmasını yasaklamıştır. Herhangi bir kurban da talep edilmez, hatta doğanın bu kadar sevilip sayıldığı bu dinde böyle davranışlar tamamıyla lanetlenmiştir. Kurban ve “kul köle” olup “aciz” bir varlıkmışcasına tapınma, tamamen Yahudi-Hristiyan-Müslüman olgusudur. Kendini adama, inisiyasyon dediğimiz şey geçmişteki Pagan geleneklerinin devamıdır ve geçmişteki toplumlarda böyle ayinler yaygındır. Sadece karşılıklı güven ve onur belirten sembolik bir olaydır. Bu şekilde yeni bir aileye girersiniz – bizim tüm dünyayı saran, kadim günlerden beridir devam eden Satanik, Centil ruhani ailemize. Tüm Satanistleri ve Tanrıları içeren aileye.
İnsanlık yüzlerce, hatta binlerce yıldır ruhani bir savaşta ve düşman tarafında çok daha fazla enerji olduğundan ötürü insanlık bu kadar dejenere bir hâldedir. İnsanı insana kırdıran, biçtiren, ayrıştırtan, zarar verdiren çok fazla Yahudi ideolojisi hakim insanlığa. İnsanlığın yarısı Yahweh’e yani Allah’a tapıyor. Yahweh kolektifi de bu insanlardan aldıkları muazzam ruhani enerjiyle bizi baskılıyor, tüm insanlığın ilerleyişini olabilecek en kötü yöne sokmaya çalışıyor. Spiritüel Satanizm keyfi yıkıma ve savaşa dayanan bir din değildir ama gezegenin gerçeklerini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizde yazılı yasalar, “farz”lar veya uygulanmadığında ebediyete kadar yakılmakla tehdit edilecek kurallar yok. Yine de günümüzde de uygulanması gerekli şeyler var. “Tanrıları tanıyorum, Onlara saygı duyuyorum, Onları onurlandırıyorum.” deyip bir yandan da Onların amaçları uğruna kılını bile kıpırdatmayan birisi, en hafif tabiriyle ikiyüzlüdür. Onların amaçlarının hepsinin koşulsuz şartsız BİZİM için faydalı şeyler olduğunu da düşünürsek, bunun vizyonsuz bir hareket olacak olması da cabası.
Şeytan’ın, Tanrıları ve Kendisini boş verip, Satanizm’i sadece kişinin kendisi için bir din olarak gören insanlar hakkında bir sözü vardır: “Onlar benim için tamamen değersizdir.”
Biz Satanistler kendimizi adayarak bile çoğu kimsenin uzun bir süre yapamayacağı bir şeyi yapmaya cesaret ederiz, ama olay burada bitmiyor, hatta yeni başlıyor. Şeytan ve Tanrılarımızın bizim için büyük planları var. Gezegeni baskılayan Yahweh kolektifini defetmek, insanlığın gerçek ruhaniyeti tekrar bulmasına yardım etmek ve en sonunda her birimizin yaratılış amacımız olan Tanrılığa erişmesi. Bunun için bize de düşen sorumluluklar var. Satanizm, tembeller için bir din değildir. “İnanayım, ruhumu Tanrılar kurtarır nasılsa.” diyerek yan gelip yatma dini değildir. İbrahimi inançlardan gelen bazı insanlar bu anlayış içerisinde olabilirler lâkin kişi Satanizm’in yolunda yürümek istiyorsa, kendisinden beklenen şeyleri gerçekleştirebileceğine emin olmalıdır. Aksi takdirde bir iç muhakeme yapıp gerçekten de bu yolda yürümek isteyip istemediğinizi tartmanızı tavsiye ediyoruz, zira ucunda “ebedi ceza” gibi saçma şeyler olmasa da her halükarda bizden beklenen, yapmamız gereken ve yaptığımızda meyvelerini bol bol yiyeceğimiz sorumluluklarımız vardır. Sorumluluklarımız kendimize, çevremize ve türümüze:
- Kendimize sorumluluğumuz, güç meditasyonu ve yoga yoluyla ruhani güçlere uyanmamız ve gelişip güçlenmemizdir. Bu aynı zamanda insanlığın düşmanlarının yalanlarını da daha kolaylıkla görüp defetmemize yardımcı olur. Bunun yanında hayatta istediğimiz ve hakettiğimiz şeyleri elde etme, ruhani güçlere uyanarak çeşitli “mucize” denebilecek telekinezi, pirokinezi, durugörü gibi zaten doğal olarak sahip olmamız gereken yeteneklere uyanma gibi şeyler de ruhani gelişimle doğal olarak gelecektir.
- Çevremize sorumluluğumuz gerektiği ve mümkün olan yerlerde (Şeytan hiçbir zaman kendinizi ifşa etmenizi, kendinize tehlikeli olacak durumlarda bas bas gerçeği bağırmanızı beklemez, hatta bunu istemez. Şeytan bizi korur, evet; ama kendini korumayı ihmal edecek aptalları korumak için de gereğinden fazla efor sarf etmez.) insanları gerçek ruhaniyet ve Tanrılar hakkında bilgilendirmek, veya bu konuda zaten bilgili olanlarla birleşip çevremizi bu ve diğer konularda nasıl birleştirebileceğimiz üzerine planlar yapıp uygulamak. Yani kısaca bize riskli olmayan durumlarda yanlış gördüğümüz yerde bu yanlışı düzeltmektir.
- Türümüze sorumluluğumuz da insanlığı tehdit eden Yahweh kolektifi, yani Yahudi güç sistemine karşı ruhani olarak savaşmak. Bunun hem en kolay, hem de en etkili yolu da Ters Tevrat Ayinlerini yapmaktan geçer. Ama şimdilik şunu söyleyebiliriz: Uzaktan en zoru gibi görünse de yakından bu yapabileceğimiz ve yapmamız gereken üçlü sorumluluklardan en kolayı budur. Özel malzemelere, zamanlara veya ahım şahım bir ön hazırlığa ihtiyaç bile yok, resmen oturduğumuz yerden dünyayı kurtarıyoruz. İnanılmaz geliyorsa sizi temin ediyoruz, ilk yapışınızda hissedeceksiniz.
Eğer ki bu ideallere katılıyor, bunları gerçek anlamda pratiğe dökebileceğinizi düşünüyorsanız Satanizm size zor gelmeyecektir. Zor da değil aslında. Dediğimiz gibi, oturduğunuz yerden dünyayı kurtaracaksınız ve yine “oturduğunuz yerden” ruhunuzu güçlendireceksiniz. Orta Çağ’da yakılan cadılar, bizim bugün sahip olduğumuz rahatlığa sahip olmak için canlarını bile verirlerdi – hatta biz olalım diye verdiler zaten. Bizden önceki gelen nesillere boyun borcumuz da, bizden sonraki nesillerimize mirasımız da kurtaracağımız dünya ve geliştirmekte olduğumuz ruhumuzdur.
Ayin için ihtiyacınız olan şeyler
- 1 veya daha fazla siyah, mavi veya kırmızı mum.
- Sterilize edilmiş bir iğne veya jilet (sterilize etmek için başlamadan kısa süre önce birkaç saniye ateşte tutmak veya alkol/kolonya dökmek yeterlidir.)
- Aşağıdaki duayı yazcağınız temiz bir kağıt.
- Aşağıdaki duayı yazcağınız temiz bir kağıt.
- İsminizi kanla yazabileceğiniz kuru bir kalem veya dolmakalem. (Kağıda SADECE isminizi kanla yazacaksınız, başka hiçbir şeyi değil.)
- Ayin sırasında giyeceğiniz siyah kıyafetler.
Tütsüye gerek yoktur, isterseniz kullanabilirsiniz. Başlamadan önce yıkanın, mümkünse de siyah, olmadı mavi, olmadı kırmızı giyinin (çabalarınızdan sonra da hiç bu renklerde kıyafet bulamıyorsanız Şeytan bunu da anlar, ama elinizden geleni yapın) Bu duayı bir kağıda yazın:
“Ben, [tam isim], benim ve tüm insanlığın gerçek yaratıcı Tanrısı, Lordumuz Şeytan ve O’nun insanlığın gerçek ve orijinal Tanrıları olan, İbrahimi pislikler tarafından dokunulmamış Duat’taki Tanrıları’nın tanıklığı altında tüm eski ve geçmiş mensubiyetleri geride bırakıyorum. Hristiyan ve Yahudilerin yabani Yahweh’ini cerh ve reddediyorum, ve onun olmayan, sahte oğlu İsa’yı ve pislik “kutsal” ruhunu da tanımıyorum. Ve de bunların da ötesinde, kültürel ve dini programlamamı da terk ediyorum. Bir gün yabani, vahşi sahte “tanrı” Allah ve düzmece peygamberi Muhammed de senin ayakların altında titresin, Şeytan Babamız. Ben de bizim ve diğer her şey için yüce tasarılarına yardımcı olmayı dilek ve İrade ediyorum ve karşılığında da İrademi uygulamak istediğim ve seninle İrademizin aynı hizada olduğu her konuda senin bol, koruyucu ve akıl almaz derecede kudretli desteğini ve kabulünü rica ediyorum. Senin ve senden olmama izin ver, Şeytan Baba.”
Başlamadan hemen önce sol işaret parmağınızı delin veya kesin, ve isminizi kanla yazın. Kanın miktarı hiç önemli değildir, çünkü anlattığımız gibi burada kan semboliktir. Kandan korkuyorsanız veya çıkarmakta zorlanıyorsanız, eczanelerde diyabet hastaları için kan ölçüm cihazları var, parmağınızı hafifçe delip kan şekerinize bakıyor. Bunlardan bir tane alabilirsiniz. İsminizi kanla yazmak çok zor geliyorsa isminizi normal kalemle yazıp sonra üzerine kan damlatabilirsiniz. Burada önemli olan niyettir. Sonra oturun, mumu veya mumları yakın, yazdığınız duayı okuyun ve sonra da tamamen kül olana kadar yakın.
NOT: Kanla yazmanız gereken tek şey isminizdir. Duanın geri kalan tamamı normal herhangi bir kalemle yazılabilir, yine de bizim size önerimiz kırmızı dolma kalemdir, daha şık duracaktır. İsminizi kanla yazacağınız yer isterseniz en baştaki “Ben” ifadesinden sonra olabilir, isterseniz de oraya isminizi normal yazıp duanın altına isminizi tek başına kanla yazabilirsiniz. Nasıl rahatsanız, niyet ve uğraş olduğu sürece kanın nereye geleceği gibi bir formalite önemsizdir.
NOT 2: Adanmakta kullanılabilecek tek dua, yukarıda verdiğimiz dua değildir. Fark edenler varsa, Joy of Satan’da verilen adanma duasına Türkler için gerekli gördüğümüz bir-iki eklemeyi bizim verdiğimiz hâlinde sunuyoruz. JoS’da İngilizce sunulan bu duanın hitap ettiği çoğunluk, İslam’dan çok Hristiyanlığın tehdidi altında, bu yüzden İslam’dan bahsetmeye gerek görmemişler. Bizim ülkemizdeyse tam tersi geçerli olduğu için adanma duasında bunu da belirtmek hem mantıklı, hem de psikolojik olarak özgürleştiricidir. Her halükarda bu adanma duası da tamamen geçerlidir. Bir adanma duasının “geçerli” olması için gerekenler basittir: Şeytan’ı ve Demon’ları insanlığın Gerçek Tanrıları olarak kabul etme, bütün (sadece İslami değil) İbrahimi ideoloji, inanç ve karakterleri geride bırakma ve Tanrıları onurlandıracağınıza söz verip bu şekilde “tarafınızı” beyan etmiş olmadır. Bir de bu adanma duasını içeren kağıdı yakmanız gerekiyor. Bunları içeren adanma duaları, başka bir sitede bulsanız bile geçerlidir. Bunlardan biri bile olmazsa bulduğunuz kaynağı mantığın merceği altına almanızı, sunulan bilgiler yeterince tutarlı değilse de bu merceğin yansıttığı ışıklarla kül etmenizi tavsiye ederiz.
Sonra da isterseniz oturup hissetmeniz kuvvetle muhtemel olan Satanik enerjilere meditasyon yapabilirsiniz. Pek çoğumuz mum tamamen yanıp bitene kadar oturup meditasyon yapmışızdır. Tabii bu zorunluluk değildir. Ritüelin sonunda da şu iki cümleyi söyleyip kapatın:
“İrade ediyorum, dilerim böyle olsun.
Şeref ve Güç Ebediyen Yüce Şeytan’a Atfolsun.”
Son olarak da bir uyarı
Düşmanın yeni kardeşlerimizle en çok uğraştığı yollardan biri de Şeytan Baba’ya ihanet ettiğimizi veya kendimizi adamamızın kabul edilmediğini düşündürmektir. Burada yazan yönergeleri elinizden geldiğince düzgün uyguladıktan sonra kabul edilmemeniz için hiçbir sebep yok. Öyle bir harfi yanlış yazdınız/okudunuz, okurken öksürdünüz, diliniz sürçtü falan gibi şeylerden kesinlikle Şeytan’a adanma “iptal” falan olmaz.
Eğer buradaki şeyleri mümkün olduğunca iyi yaptıysanız tebrikler, artık Satanik ailemizin bir parçasısınız. Gerçek, bilgelik ve anlayış her zaman sizinle olsun.
Şeref ve Güç Ebediyen Şeytan’a Atfolsun!
Kapak: Angelica Kauffmann, Zeuxis Selecting Models for His Painting of Helen of Troy.