Bu bir Spiritüel Satanizm Çeviri İçeriğidir. Asıl metin.
“Ben” diliyle yazılan cümleleri, Yüksek Rahibe Maxine’in ağzındandır.
Demon davet ettim, lâkin Demon gelmedi/Demonun varlığını hissedemedim.
Cevap:
Birçok çağırma denemesi yaptıktan sonra, Demonu sonunda görebilen ve bundan sonraki tüm davet denemeleri düzgün giden pek çok insandan mail aldım. Bunun sebebi sıklıkla kişinin yeni ve/veya Demonun varlığını hissedebilecek psişik açıklığa sahip olmamasındandır. Bu konuda kişiye sonuç getiren şey sebat etmek ve sabırlı olmaktır. İstikrarlı bir şekilde meditasyon, nefes egzersizleri ve mümkünse Yoga, kişinin zihnini ve ruhunu açacaktır.
Demonun kendisini davet etme dileğimi duyup duymadığını nasıl anlarım?
Cevap:
Tıpkı yukarıdaki durum gibi yeniyseniz bu durumdan emin olamamak da mümkündür. Ritüel sırasında mum alevinin ve/veya tütsü dumanının harlanması, hareketlenmesi, alevin çatırdaması gibi ince işaretlere karşı gözünüz açık olsun. Bazen psişik olarak yeterince açıksanız, Demon size fiziksel olarak dokunabilir de. Aynı zamanda, Demonlar sık sık rüyalarımıza girmek için uyumanızı da beklerler. Nesneler yerinden oynayabilir, kapılar açılıp kapanabilir [bu ikisi son derece nadirdir, ama yine de olabilir], durduk yere esintiler olabilir, Demonun enerjisini hissedebilirsiniz veya burada bahsetmediğimiz başka şeyler olabilir. Sadece açık ve farkında olun, rastlantılara karşı gözünüz açık olsun.
Doğru renkte mum bulamazsam ne olur?
Cevap:
Böyle durumlarda elinizden geleni yapıp alakalı renge en yakın rengi bulabilmeniz yeterlidir. İbrahimi inançların kontrolünün güçlü olduğu yerlerde, siyah ve Satanik ritüellerde kullanılan başka renklerde mum ve başka gereçlerin bulunabileceği yerler gittikçe azalmakta. Ama Tanrılarla görüşme isteğiniz ve zihninizde ve kalbinizde yer alan şeyler, niyetiniz ve içtenliğiniz, mumun renginden daha önemlidir. Bununla birlikte, günümüzde her çeşit ve renkte mumu internetten bulmak mümkündür.
Demonlar sadece gece mi davet edilebilir?
Cevap:
İdeal olarak, ilk davetiniz gece vaktinde olmalıdır. Geceleri genellikle daha sessizdir ve psişik uğraşlar için daha uygundur. Gece vaktinin enerjileriyle gündüzünkiler farklıdır. Beynin sağ [psişik] yarısı, karanlık olan saatler daha aktiftir. Bir Demonla düzenli bir ilişki tesis ettikten sonra Onu herhangi bir zaman sadece konsantrasyon ile çağırabilirsiniz, tabii Demonun kendisi de istiyorsa ve müsaitse. Genellikle bu şekilde iletişim kurabildiğiniz bir seviyede, size uygun olup olmasalar da haber verirler. Çağırmak istediğiniz Demon meşgulse, ki sık sık öylelerdir, size daha sonra uygun bir zamanda uğrayabilirler, ki bu da genelde bir-iki günü geçmez.
Demon davet etmek için her seferinde tam ritüel yapmam gerekir mi?
Cevap:
Hayır. Artık aranızda bir ilişki kurulduktan sonra, o Demona odaklanıp mührü (sigil’i) olsun olmasın telepatik olarak iletişim kurmaya çalışmak, siz de son derece saygılı olduğunuz ve talepkârlıktan uzak durduğunuz sürece kendilerine de uygunsa, herhangi bir yer ve zamanda yanınıza gelmesi için yeterlidir. Bunların hepsine rağmen bazen davet etmek istediğiniz Tanrı o ya da bu sebepten ötürü gelmeyebilir, ancak önünde sonunda sizinle iletişim kuracaktır. Ancak tanımadığınız, aranızda herhangi bir tanışıklık veya ilişki olmayan bir Demonu davet edecekken her zaman için aranızda daha iyi bir ilişki olana kadar ritüel yapmalısınız.
Bir Demon çağırdıktan ve yakın temasımız olduktan/onu invoke ettikten sonra sızlamalı, karıncalanmalı, vs. çok güçlü bir enerji hissi yaşıyorum.
Cevap:
Demonlar bizlere kıyasla çok daha fazla biyoelektriğe sahiptir, ruhları biz insanlarınkilere kıyasla çok daha güçlüdür. Sıklıkla, onlarla yakın temasta bulunmak, iletişim bittikten sonra bile bizle bir süre kalan bir biyoelektrik fazlalığına sebep olabilir. Ve (en azından ilk başta) fiziksel sistemlerimiz buna alışık olmadığı için; Demon ortamdan ayrıldıktan sonra kısa bir süre boyunca daha yüksek bir enerji seviyesi ve bazı durumlarda bu enerjinin biraz fiziksel rahatsızlık hissi yaratacak kadar güçlü olduğunu hissedebiliriz. Ancak kendi biyoelektriğimizi (meditasyon, yoga, vs. yoluyla) güçlendirdikçe, Tanrılarla daha uzun süreli, daha yoğun ve daha yakın temasları kolayca kaldırıp hiçbir rahatsızlık hissetmeyecek seviyeye geliriz. Benim bu konudaki kişisel tecrübelerim de tenimin çok hassaslaşması, ve sanki hafifçe güneş yanığı olmuş gibi hissetmesi yönünde oldu.
Demonlar, ortalama insanla kıyaslanamayacak seviyede enerjiye sahiplerdir. Onları invoke ettiğimizde veya yakın temas kurduğumuzda, farklı etkiler meydana gelebilir. Demonun biyoelektriği, bizimkiyle birleşir. Hepimiz farklı bireyleriz ve sahip olduğumuz yaşam gücü (biyoelektrik, prana, vesaire) de aynı şekilde bireyseldir, insanların enerjileri farklı seviyelerde yoğunluklarda çalışır. Bundan ötürü, bir insanın tecrübe ettiklerini başka bir insan etmeyebilir. Bu kişinin ruhunun halihazırda sahip olduğu güç ve enerji seviyesi gibi pek çok farklı şeye bağlıdır. Enerjiniz ne kadar güçlüyse, o kadar fazla enerjiye rahatsız edici herhangi bir etki olmadan veya çok az olarak dayanabilirsiniz. Fiziksel olarak daha güçlü, kuvvetli insanlar kendi çalışmalarının veya dışarıdan kaynaklardan gelen enerjilerine karşı daha yüksek bir tolerans sahibidir.
Düzenli ve yoğun fiziksel egzersiz yapan insanlar, daha yüksek enerji seviyelerini kaldırabildiklerini ve kendi biyoelektrik seviyelerini de daha hızlı yükseltebildiklerini fark edebilir. Bütün bu faktörlerle birlikte; en nihayetinde güç meditasyonu ve yoga gibi şeyleri istikrarlı ve düzenli bir şekilde yapan insanlar, Tanrılarla iletişimde maruz kalınabilecek enerjilere en kolay şekilde alışırlar ve kendi biyoelektriğimizi de en kolay, hızlı, güvenli ve sürdürülebilir şekilde yükseltmenin tek yolu da meditasyon ve yoga gibi kişisel emeğimize dayanan şeylerdir. Bunların hepsi zaman ve sabır ister. Tıpkı dağa tırmanmak gibi düşünün; dağa tırmanırken insan belli yükseklik seviyelerinde birkaç gün veya belki bir ay veya daha uzun süre kamp yapmalıdır ki daha yükseklere tırmanmadan önce kendini o yükseklik seviyesine alıştırsın, yoksa sonuç olarak çok sıkıntılı ve hatta bazen hayatına tehdit olabilecek yoğun bir irtifa hastalığı gibi şeylere maruz kalabilir. Hepimiz ayrı bireyleriz ve kendimize uygun hızlarda hareket etmeliyiz, bu işlerde kısa yol yoktur, bununla birlikte gerek daha “hızlı”, gerek daha “yavaş” olsun, emeğinizin karşılığını alamamak gibi bir şey de yoktur. Sabır, sebat, denge ve istikrar her şeydir.
Bir Demonu invoke ettikten sonra sıklıkla hissedilebilecek hisler arasında tenin hassaslığı, içinizin titreştiği veya karıncalandığı gibi hisler, eklemlerde hafif ağrılar [özellikle daha düşük seviyelerde biyoelektriği olan insanlar için mümkündür, ve elbette güç meditasyonu gibi alışkanlıklar bu durumu çözecektir], sanki “parıldıyormuşsunuz” veya havada süzülüyormuşsunuz gibi hisler; bazen içinizin kıpır kıpır, heyecanlı ve hatta gergin olması, sıcaklık veya soğukluk hisleri, neşe, yoğun rüyalar, hiperaktif veya gerginlik hisleri, (yüksek enerjiden dolayı) uykusuzluk ve başka hisler vardır. Kendi biyoelektrik seviyeniz ne kadar düşükse, bu gibi etkilerden o kadar fazlasını tecrübe edebilirsiniz. Bu “semptom”ların hiçbiri endişe edilmesi gereken şeyler değildir, zira hepsi geçici ve zararsızdır. Bu gibi etkiler ve hislerin yaşanması aynı zamanda çağırdığınız Tanrı veya Tanrıça ile kurduğunuz iletişimin yakınlığına da bağlıdır. Sadece telepatik iletişim kurmak, yakın bir ilişki içinde olmanın yaratacağı kadar güçlü etkileri genellikle yaratamaz.
Birçok kez Demonları invoke ettim ve bundan sonra tenim birkaç gün boyunca karıncalanıyormuş gibi hissettim. Sanki güneş yanığı olmuşum gibi, ama acı kısmı olmadan, yani tenim sadece aşırı hassaslaştı. Demonları invoke etmek uykusuzluk gibi şeylere de sebep olabilir, zira çağırdığınız Demonun enerjisi çok güçlü ve yoğun olduğu için sizi uyanık tutabilir. Kendinizi ruhani olarak güçlendirip biyoelektriğinizi yükselttikçe, Demonların varlığını yine hissedip bahsettiğimiz gibi bazı “yan etkiler” yaşamaya devam edebilirsiniz, ama bu etkiler siz güçlendikçe daha hafif olup rahatsız edici olmayacaktır.
Kişi meditasyon yapmıyorken Kundalini’sinin hareketlendiğini hissediyorsa bu da sıklıkla bir Demon/Demonessin (dişi Demon, Tanrıça) ortamda olduğuna işarettir. Tanrıların enerjilerinin hissiyatı bizimkine çok benzer. Bu yüzden sadece kendi enerjimizi mi hissediyoruz, yoksa bir Tanrının/Tanrıçanın mı enerjisini hissediyoruz ayırt etmek için tecrübe ve zaman gerekir. Bu da Tanrılarla tekrar tekrar iletişim kurmakla edinilecek bir tecrübedir.
—Yüksek Rahibe Maxine Dietrich
<- Demonlar Ana Sayfasına Dön