Kaynak: Joy of Satan‘daki aynı konuda yazı.
Aramızdan pek çoğu bu daha düşük Demon’larla (buradaki “düşük” kesinlikle hakaret anlamında kullanılmamaktadır, ne yazık ki Türkçe’de, bu tabirin İngilizce orijinali olan “Lesser Demon” için tam bir karşılık bulunmamaktadır.) iletişim kurmuştur. Parıldayan kırmızı gözlere, lastiksi kanatlara ve bazen de kürke bile sahip olan Demon’lar bunlardır. Yakından bakılınca bu Demon’ların muazzam derecede güzel, parıldayan yakutlara benzeyen, derin ve canlı renkli gözleri olduğu görülür. Bu varlıklar, orijinalinde başka gezegenlerden gelen dünyadışı varlıklardır, ancak pek çoğu Şeytan ve Nordik Tanrılarla yaşar. Küçük “elçi/haberci” Demon’ların bir kısmı, Tanrılarımız tarafından yaratılmış ruhlardır.
Bu düşük Demon’lar koruyucudurlar; örneğin yazının başındaki resim, çocukların ve doğum yapmakta olan kadınların koruyucusu olan Sümer Demon’ı Pazuzu’dur. Pazuzu’ya, Katolik William Peter Blatty tarafından yazılan 1973 filmi “Şeytan” (“The Exorcist“) da kötü bir şöhret verilmiştir. Bu film, 1968 yapımı “Rosemary’nin Bebeği” filminde Şeytan’ın nispeten daha pozitif bir bakış açısıyla tasvir edilmesine karşılık Hristiyanların bir tepkisidir. “Şeytan” filmi, o zamanlar pek çok insanı Şeytan’dan korkutup uzaklaştırmış ve Demonik “posesyon”a olan inancı körüklemiştir. Korku, yine ve yine durmadan insanları ruhani olarak köle ve cahil tutmak için güçlü bir araç olarak kullanılıyor. İbrahimilerin “tanrı”sı ve onun şakşakçılarının aksine, Şeytan ve Demon’lar, baskı ve zorlamaya başvurmaz ve insanlara kendilerini zorla kabul ettirmeye çalışmazlar.
Şeytan, özgür iradeye, ve Kendisine korkuyla veya zorlamayla değil, bu özgür iradeleriyle gelmiş insanlara saygı gösterir. Aramızdan birçoğumuz Demon’ları invoke edip bizim aracılığımızla konuşmalarına izin vermişizdir; ve hiçbirimize en ufak bir zarar gelmedi. Ama düşmandan gelen “melek”lere bakacak olursak, onlar bu tarz konularda [zorlama, baskı, “posesyon” gibi olaylar] asıl kötü nam sahibi olması gereken varlıklardır, ve diğer her konuda olduğu gibi insanları bu şekilde ruhani teröre ve istismara maruz bırakıp yine yaptıklarından Şeytan’ı ve Demon’larını sorumlu göstermeye çalışırlar. Tıpkı inançtan kafayı yemiş Hristiyanlar ve Müslümanlar kendilerini “Allah“ı, “Muhammed”i, “İsa”yı kabul ettirmek için başkalarının başının etini yemekten, rahatsız etmekten, zarar vermekten ve hatta cinayetten alıkoyamıyorlarsa, düşmanın “melek”leri ve alakalı ruhani varlıkları da tıpatıp aynıdır.

Bes, bu daha düşük Demon’lara başka bir örnektir. Bu ırktan olan Demon’lar, yakut gibi güzel gözlere sahip olanlardır. Bu Demon’lar koruyuculardır, müziğin, dansın ve şifanın himayecileri ve gözeticilerdir. Eski Mısır’da, “cücelere” [bu daha düşük Demon’lara] büyük saygı ve hürmet edilirdi. Bu Demon’lar kısadır, boyları aşağı yukarı 60-90 santim arasıdır.