Kaynak, Yüksek Rahip Hooded Cobra’nın vaazıdır.
Irk konusunda herkes temel bir anlayışa sahip ve en azından hangi ırktan olduklarını veya hangi ırka benzediklerini biliyor; ancak bu temel anlayış o kadar derin ki, bunu bazen kanıksayabiliyoruz. Bu bir açıdan Güneş gibidir, Güneş’i de bazen görmezden gelme ve varlığını kanıksama eğiliminde olabiliyoruz. Tıpkı bunun gibi ırk da tamamen normal ve doğaldır.
Irk(sal)cılığın [yani ırkların var olduğunu, farklı halklar olduğumuzu kabul etme ve bu farklara ve varolma haklarına saygı göstermek amacıyla birlikte çalışmak, ancak karışmamak] olmadığını söyleyenlerin düştüğü hata, zaten insanların kendi ırklarını düşünmelerinin kötü bir şey olduğunu iddia ederek bile farklı ırklar olduğunu kabul etmeleridir. Zaten bu kadar temel ve doğal gerçekleri bile reddeden insanların olmasının tek sebebi, ırksalcılığın korkunç bir şey haline dönüştürülmesidir. Çünkü düşman “ırkçılığı” tamamen ve safi bilimsel ve mantıksal bir anlayış halinden çıkarıp nefret tabanlı bir temele oturtmuştur. Bunun sonucu olarak da “ırkçılık” negatif şeylerle ve cezalandırılmayla ilişkilendirilmiştir, dolayısıyla da kimse normal şartlarda sadece bilimsel bir gözlemdeki gerçekleri araştırmaya cüret edemiyor. Bu kişinin okült veya başka “yasak” konuları etüd ederse toplum (veya yeterince şanssız bir ülkedeyse) hükümet tarafından avlanıp hapse düşmesi veya başına daha kötü şeyler gelmesiyle aynıdır.
Dolayısıyla birisi kalkıp “ırkçılığın”, daha doğrusu birbirimizden farklı ırklar olduğumuzu kabul etmenin var olmak zorunda olmadığını söylediği zaman, o kişi zaten bir şeyin (o şey de sadece doğal gözlemdir) insanların ırkların varlığına inanmasına sebep olduğunu kabul etmekte. Ama böyle bir durumda kişi esasında sadece bu gerçeklerle baş edemiyor diye, gözlerini tüm evrene nüfuz etmiş bu temel gerçeğe kapatmış oluyor.
Ve ortalama insan bu gerçeklerle baş edemiyor, çünkü ruhani olarak kör edildik ve bu konularda hiç eğitilmedik; ve bu iki sonuç da yüzyıllardır kasten yapılan şeyler.
Irkların gerçeğinin insanlık için hakiki ve doğuştan bir değere sahip olduğundan ve zamanında (yani çok yakın zamanlara kadar) bir değer olarak ırkın evrensel olarak tüm yerkürede takdir edilmesinden ötürü; bu konuda bilinçli olmamızdan fayda sağlamamıza ve kendimizi yükseltmek için pratikler uygulamamıza öfke ve hışım duyan (((belli))) bir kesim, bu anlayışımızı yok etmek istedi. “Irk” ve ırkın bir hücresi olarak “Aile”, geçmiş zamanlarda her zaman için el üstünde tutulan yüksek değerler olarak görülmüştür.
Sağlıklı insanlar kendi halklarının hayatta kalma ve refahını kendi hayatta kalma ve refahları olarak görmelidir ve gerçekten de, birçok insan hala bunu böyle görüyor. Bu içgüdüyü yok etmeye çalışmak, doğadaki başka herhangi bir hayvanın kendini veya sürüsünü koruma içgüdüsünü yok etmeye çalışmaya benzer.
Bunu anlamayı daha da kolaylaştırmak için yarasaların uçmakta kullandığı sonar benzeri mekanizmalarını ellerinden almaya benzetebiliriz. Yarasaların görüşü çok kısıtlıdır ve dolayısıyla birçok yarasa ekolokasyon dediğimiz bu sonar benzeri mekanizmayla uçar. Şimdi bu yeteneğini kaybeden bir yarasanın nasıl uçacağını hayal etmek çok da zor değil. Kimliğimizin önemli bir kısmını oluşturan ırkımız, halkımız ve ulusumuz da bizim için bir yarasanın ses ile yön bulması kadar önemli ve elzemdir.
Düşman bu şekilde yüce gerçekleri hasır altı edip bize unutturmuştur. Bunun en büyük mücadelesi yakın geçmişte verilmiştir. Bu mücadeleyi (geçici olarak) kaybettik. 80 yıl sonra da insanlar bir iç muhakeme yapıp tarihte çok geriye bakmak zorunda kalıyor; ve sonuç olarak da günümüzde bütün insanlara ve halklara bela olmuş sorunların, geçmişte bizim ırk gibi temel anlayışlara sahip olduğumuz ve kendi kimliğimizi kanıksamadığımız zamanlarda yaygın olmadığını görüyorlar.
O yüzden biz de bugün burada ırk gibi uzun zamandır insanların kafasını karıştıran bir soruyla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Çünkü sürekli olarak bu soruyu ve sorunu gözardı ediyoruz; çünkü Yahudiler bize bu soruyu gözardı etmemizi ve ortada hiçbir problem olmadığını söylüyor. İnsanlar da buna inanıyor. Dolayısıyla hiçbir şey çözülmüyor ve ırksal tansiyonlar gittikçe kötüleşiyor, dışarıdan bakınca gezegen olarak ne kadar “ilerleme” kat etsek veya ne kadar yeni akıllı telefonlar üretsek de.
Bu Gerçekleri ve dünyayı mahvedenler, Yahudiler, ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar ve bu suçun onlar tarafından işlendiğini ve nesiller boyunca devam ettiğini de. Bu kasten yapıldı ve hala da kasten yapılıyor, ve bu savaş sona erene kadar da kasten yapılmaya devam edecek.
Düşmanla savaşmak, düşmanın hedef şaşırtmak için önüne koyduğu biriyle savaşmaktan çok daha önemlidir. Buna dikkat saptırma veya hedef şaşırtma deniyor. Düşman dışındaki her şey bir şaşırtmaca ve saptırmadır.
Avrupa’daki Müslümanlar, Amerika’daki siyahiler ve bu tarz tüm konular, hatta Amerika’yı “istila eden” Meksikalılar veya güzel ülkemize doluşan Suriyeliler olsun, bunların hepsi devasa problemler olmakla birlikte günün sonunda yine de bunlar da dikkat dağıtmacadır. Yahudiler insanlar ve halklar üzerinde kendi elleriyle yarattığı sefalet şartlarını kullanarak istismar ettikleri halkları başkalarına ve Yahudilerin o anda yok etmek istedikleri her kimse onlara karşı seferber ediyorlar. Elbette bir hedef şaşırtma taktiğinin etkili olması için bu şaşırtmanın aynı zamanda GÜÇLÜ, veya önümüzdeki bağlamı ele alacak olursak, vahşi ve şiddet dolu da olması gerekiyor. Ve bu tarz kötü durumlar tam hızda ilerletiliyor ki insanların dikkatinin tüm bu kötü durumların ana sebebinden dağılmaktan başka bir çaresi kalmasın.
Bu birçok açıdan birinin yangın çıkarması ve bizim de sadece o an, o yangını söndürmemize benziyor. Ancak Yahudi hala etrafta elini kolunu sallaya sallaya geziyor ve yarın, ertesi gün ve üstesinden gelinene kadar her gün de yeni yangınlar çıkarmaya devam edecek. Elbette böyle bir durumda kişiye en faydalı olacak şey, sadece her bir yangını teker teker söndürmeye çalışmak yerine bu yangınları ÇIKARAN unsuru yakalamaktır.
Müslümanlar daha önce de Avrupa’dan çıkarıldı, ancak Hristiyanlık ve Yahudilerin de arka kapıyı açıp Müslümanların Avrupa’yı safi doğum oranlarıyla ele geçirmeleri sayesinde tekrar aynı yere geri döndük. Bu tarz durumlar döngüseldir; zira karmik prblemler ve bunların karmik sebepleri ele alınmadı, sadece üzerleri örtüldü. Ve bu üzerini örtme durumu ne kadar uzun sürerse, daha sonra bu dengesizlik sorununun meydana geliş hali de o kadar vahşi ve şiddetli olacaktır. Günümüzdeki gibi.
Yahudilerden kurtuluşumuzun “tek bir halk”tan geleceğine inanan bazı aptallara gelince, bu insanlar ciddi şekilde yanılıyorlar. Bir kişi veya halkın enerjileri, bu kişi veya halk ne kadar “farkında” ve “uyanmış” da olsa deminki örnekteki gibi sadece bir yerdeki yangını söndürmeye yarıyor, ama Yahudiler bir saat sonra yine bir yangın çıkarırlar.
Geçen sefer “bir halk” uyandı, Almanlar. Peki ne oldu? Yahudiler onların üzerine Rusları, Amerikalıları, Fransızları, İngilizleri saldılar. Bu Yahudilerin tarihidir. Bir ulus onlara karşı uyanır, ondan sonra onlar da başka bir ulusa giderler, o ulusu yok ederler ve ondan sonra yok ettikleri ulusa geri dönüp akbaba gibi cesediyle beslenirler.
En nihayetinde uluslar veya geneliyle bir halk o kadar soruna sahip oluyor ki, artık dayanamayıp isyan ediyorlar. Ondan sonra Yahudi, o “küresel gezgin” kimliğiyle her seferinde kaçmayı başarıp başka bir halkın arasında ve başka bir ulusun içinde herkesi yok etme planlarını devam ettirip saldırıyı bu sefer de oradan yapıyor.
O yüzden kendimizi ve gezegenimizi kurtaracaksak, biz de bir açıdan “küresel” olmalıyız; yani açacak olursak biz de Yahudilerle küresel bir açıdan mücadele etmeliyiz ki bu küresel felaket artık bitsin. İronik bir şekilde, eğer ki bir kişi Globalizme (yani “Küreselciliğe”) ve insanlığın mahvedilmesi ve kitlelerin imha edilmesinin önündeki başka herhangi bir plana karşı durmak istiyorsa gidebileceği tek yol da budur. Gitmekte olduğumuz bu yıkım yolunu durdurmak için her birimizin oynayacağı bir rolü olduğunu anlamak ve kabul etmek zorundayız.
Yahudilerin Centilleri sürekli olarak savaş ve saldırganlığa itelemesine bir örnek olarak, They Live (“Yaşıyorlar“) filmini izlemelisiniz. Beyaz bir adam olan ana karakter, herkesin arasında yaşayan ve insanları köleleştiren bir sistemi yöneten uzaylıları görmesini sağlayan gözlüklerle dolu bir kutu keşfediyor.
Sonra adam siyahi bir adamla tanışıyor ve yanlış anlaşılmadan ve de siyah adamın, beyaz adamın delirdiğini farz etmesi ve onu dinlemek istememesinden ötürü şiddetli bir kavgaya girişip birbirleriyle yumruk tekme dalaşıyorlar, çünkü birisi sorunu karşısındakinin anlayabileceği şekilde anlatmadı, öbürü de anlamak istemedi. Sonunda bu ikisi anlaşıyor ve müttefik oluyorlar, çünkü kavga bittikten sonra siyah adam gözlükleri takıp bu uzaylı istilası meselesinin ne olduğunu bir de kendi gözleriyle görmek istiyor. Ondan sonra birlikte sorunu çözmeye yöneliyorlar.
Durumu halâ anlamadıysanız bu filmi gidip izleyin, ve şu an dünyamızda düşmanın neler yaptığıyla paraleller kurun. Bunu bazı insanların neleri anlayabildiği bağlamında düşünürsek, bu kavganın en başından ne kadar aptalca ve gereksiz olduğunu anlamanıza da yardımcı olacaktır.
Kendilerini ve zamanlarını şikayet edip zırlayarak başka Centilleri suçlamak isteyenlere gelince [örneğin zencilerin beyazları veya beyazların zencileri, veya herkesin Meksikalıları suçlaması], pekala. Bir yangını söndürmek istiyorsunuz, veya en azından söndürmek istediğinizi düşünüyorsunuz. Köyünüzün yanmasını izlerken berbat hissediyorsunuz, biliyoruz, anlıyoruz.
Ancak çıkan yangınları ne kadar söndürürseniz söndürün, sadece semptomlara ne kadar saldırırsanız saldırın; her şeyi yakıp patlatmak üzere Yahudi daha fazla benzinle birlikte orada olacak. O yüzden bir yangını engelleyebilirsiniz, kişi aynı aptal mantaliteyi taşımaya devam ettiği sürece asla bu yangınları çıkaranların kendilerini engelleyemeyecektir. Siz şu anki şartlardan ötürü başka Centillerden nefret etmekle meşgulken Yahudi de elini kolunu sallaya sallaya gidip başka birinin topraklarını yakacak ve bu sefer de sizin halkınızı suçlayacak.
Sürekli yangın söndürüp dururken artık bir noktada insanın biraz mantıklı davranmasını ve bütün bu yangın sorununa etkili bir şekilde son vermesini beklersiniz.
Şu anda da bütün bu sorunları kimin çıkardığını biz GÖRDÜĞÜMÜZ için, bu pisliği temizlemek bizim işimiz. Ve eğer bunu yapmazsak, TÜM TÜRÜMÜZ yok edilecek.
Artık bu bitmek bilmez hulahop çevirme oyununu BIRAKTIĞIMIZI ve herkesin her şeyi kesin bir şekilde çözmek istediğine karar vermeliyiz.
Daha önce de bu ritüeli yaptığımız zamanlar hakkında bilgi için, aşağıdaki linkleri inceleyebilirsiniz:
Mart [Purim] için yaptığımız ritüelimiz burada.
Haziran başı için ritüelimiz burada.
Yaz Gündönümü için ritüelimiz de burada.
Elbette bunların hepsinde aşağıdakilerle aynı ritüeli uyguladık, kafa karışıklığı olmasın.
Unutmayın, bu ritüellerimizi uyguladığımız günler de normal rutinimizde olduğu gibi her gün Nihai RTR’a da devam ediyoruz, yani bu 4 gün boyunca RTR’lara ek olarak bu ırksal ritüelleri yapıyoruz, yerine değil. Şimdi de ritüelimize geçiyoruz.
Siyahi Satanistler de kendi ritüellerine sahip ve bunu yapabilir, bu da Siyahi Centillerin uyanması ve herkesin kendini koruma konusunda daha iyi bir anlayış edinmesi ve daha iyi bir geleceğe ilerleyebilmemiz için çok önemlidir.
Ritüele hem buradan ulaşabilir, hem de aşağıda bulabilirsiniz:
Beyaz Irka Farkındalık ve Faaliyet Aşılama Ritüeli
Bu ayin için Óðal, Sól ve Óss rünleri kullanılacak. Bunlar sırasıyla Othala, Sowilo ve Ansuz rünlerinin Nordik/İzlandik versiyonlarıdır (https://www.satanisgod.org/www.angelfire.com/empire/serpentis666/Odin.html sayfasında veya Türkçeye çevrilmiş belgede sırasıyla 24, 16 ve 4. rünler). Bu rünleri mümkünse bir tahtaya oyun, değilse de bir kağıda çizin.
Eğer oyma yolundan giderseniz oyma sırasında rünleri titretin. Bu rünlerin gücünü arttırmak için sadece ayini (o rün setiyle, yani daha önce kanınızı sürmediğiniz rünlerle baştan yapıyorsanız) ilk kez uyguluyorken kanınızı rünlere sürebilirsiniz. Bunu yaparken de kanla kutsamakta olduğunuz rünü titretin. Bunu yapmak zorunda değilsiniz ama gerek Türkler olarak, gerekse de genel olarak Beyaz ırk olarak ırksal bütünlüğümüzün ve bilincimizin tehlikeli düzeylerde düşük olduğu bu zamanlarda yapacağımız bu ritüel verebileceğimiz tüm güce ihtiyaç duyuyor. Durumun vahimliğine kıyasla birkaç damla kan çok da önemli olmamalı. Ama elbette seçim sizin. Kan kullanmasanız bile rünleri odaklı, ciddi bir şekilde titretmelisiniz.
Burada verilen Othala, Sowilo ve Ansuz rünlerinin özel versiyonları bir tavsiyedir ve size hangi versiyon kolay geliyorsa onu kullanabilirsiniz, bu ayini dünya çapında onbinlerce kişi yaptığından zaten hepimizin gücü birleşecek. Bu rünlerin titretilişini merak edenler, bu paragrafın başında verilen rün isimlerine tıklayarak titretilişlerine gidebilirler. Sunulan linklerdeki ikinci titretilişler, rünlerin bu paragrafta ismini verdiğimiz “klasik” versiyonlarıdır. İsteyen ilkini kullanır (ki linklerdeki ilk titretiliş de yine ayrı bir titretiliştir, yani aynı rünler için size bu ritüeldeki de dahil üç ayrı titreşim sunuluyor), isteyen ikincisini, isteyen de bu ritüel içinde verdiğimiz titretilişleri. Hepsi aynı rün, hiçbir sıkıntı yok. Tekrar söyleyelim, ille de verilen versiyonu uygulamak zorunda değilsiniz; hangisi kolay geliyorsa onu yapın. Ritüeli kendiniz için zorlaştırmanıza gerek yok.
Bu ayini tekrarlamak için oyduğunuz veya yazdığınız rünlere odaklanarak rünleri titretmeniz yeterlidir. Bu ayin yapılmıyorken rünleri kazıdığınız tahtanızı veya çizdiğiniz kağıdı güvenli bir yere kaldırıp sadece bu ayini yapacakken dışarı çıkarmalısınız
*Rünleri kazıma veya yazma, veya kanla kutsama imkanı bulamasanız bile en azından tüm ritüeli dikkat, odak ve kuvvet ile yapmanız çok önemlidir! Rünleri tahtaya kazıyamadınız veya kan akıtmadınız diye ritüel “olmaz” mı diye endişelenmeyin, en önemli kısmı titreşimlerdir!
Ritüel böyle yapılıyor:
Öncelikle enerjinizi yükseltin ve sonra alttaki duayla başlayın. Bunu içinizden de okuyabilirsiniz, sesli de.
Şeytan’ın adına, Beyaz Irk’ın Orijinal ve Gerçek Tanrıları olan Du’at’ın Kuvvetlerini çağırıyoruz. Şeytan, Gerçek Tanrı, Her Şeye Gücü Yeten ve Tarifsiz Olan, kendi imajını ve suretini aksettirmesi için Beyaz Aryan Irkına Baba olan Senden güçlerini bize bahşetmeni istiyoruz.
Tüm Beyaz Aryan Halkımızı bizi yok etmeye çalışan Yahudi tehdidine karşı uyandır. Beyaz Aryan Halkımızı faaliyete sevket. Atalarımızdan kalan Beyaz Aryan Gururumuzu bize aşıla. Beyaz Aryan kardeşlerimizi Hristiyanlık, İslam ve tüm alakalı Yahudi programlarının tehdidine karşı uyandır ki bunlar tamamen ve hakkıyla sonsuza dek yok edilsinler.
Korumanın Gücünü Beyaz Irkımıza ve dünyadaki Beyaz Çocuklara bahşet.
Methiye, Onur ve Görkem Senin olsun, Bizim Gerçek Babamız, senin ve Orijinal Tanrılarımızın!!! Bizler direkt Senin Soyundanız ve Çocuklarınız!
Şimdi de rünlerinize odaklanarak 88 kere Óðal (okunuşu OOO-DZDZDZ-AAA-LLL (DZ, Thoth mantrasındaki TH ile aynı)), Sól (okunuşu SSSS-OOOĞĞĞ-LLLL) ve Óss (okunuşu OOĞĞĞSSSS) rünlerini 88 kez titretin. Bunları birlikte titretiyorsunuz, ayrı ayrı değil. Yani bir Óðal, Sól ve Óss tek bir tekrar oluyor. Bunu 88 kez yapıyorsunuz. Bitirince aşağıdakileri 9 kez kararlılık ve inançla söyleyin:
Tüm Beyaz İnsanlar artık ırksal bilince sahip.
Tüm Beyaz İnsanlar Yahudi sorununun kritik bir şekilde farkında.
Tüm Beyaz İnsanlar Beyaz Irkımızın varlığını güvenceye almak için faaliyete geçiyor.
Tüm Beyaz İnsanlar Beyaz Çocuklarımız için güvenli bir gelecek uğruna çalışıyor.
Sonra SATANAS titretin.
Sonra da ritüeli şunu söyleyerek kapatın:
ŞEREF VE GÜÇ SONSUZA DEK ŞEYTAN’A VE ONUN BEYAZ IRKINA ATFOLSUN!!!
Linkler:
Enerji yükseltme:
Bunu RTR’lar ve büyü çalışmaları öncesi yaptığınız gibi yapabilirsiniz, bu ve başka konularda bu belge talimat içeriyor. 666 Enerji Yükseltme ve isterseniz bir/birkaç tekrar SATANAS yeterli olacaktır. Tecrübeli olanlar kendileri için ne işe yarıyorsa onu yaparak enerji yükseltebilirler.
Türkçe Rünik Kabala:
https://yadi.sk/i/dyNcWRXH3MBFCC
İngilizce açıklama ve telaffuzlarıyla Rünik Kabala Ses MP3’leri:
https://yadi.sk/d/2NJvhYDKIYlaPg
Rünlerin Joy of Satan’daki orijinal sayfası, İngilizce:
https://www.satanisgod.org/www.angelfire.com/empire/serpentis666/Runic_Kabalah.html