“Asimile edileceksiniz. Borg‘la BİR olacakasınız… Özgürlük önemsiz. Özerklik önemsiz. Boyun eğeceksiniz. Karşı koymak anlamsız.” — Borg (Star Trek).
(ÖNEMLİ: Bu yazı Spiritüel Satanistler olarak Hristiyanlık, Yahweh ve İsa hakkındaki kesin duruşumuzu sergilememekte, sadece hala sorgulama aşamasında olan insanları etkileyebilecek tarzda “hafif” bir “kırmızı hap” olduğu ve de İbrahimi yerine en azından Ateist bile olmak daha iyi olacağından çevrilmiştir; ama gerçek Satanizmde bu yazıda savunulan fikirlerin hepsini görmeyeceksiniz. Aynı zamanda özellikle Star Trek serisini izlemiş olanların da takdir edebileceği gibi bu yazı biraz da bilimkurgu ağzıyla yazılmıştır, ama anlatılanlar gerçektir.Luciferian’lık ile Satanizm tıpatıp aynı şeyler değildir, sadece belli değerler paylaşılır. Buna rağmen Şeytan’ı ve Tanrıları gerçek varlıklar olarak kabul etmeyen insanlara göre Jehova’nın yapısını oldukça doğru ve net bir şekilde analiz etmelerinden ötürü bu yazı da okumaya değerdir ve Jehova’nın “Cennet”inin okuyacağınız üzere bir enerji çiftliği olduğu doğrudur.)
Yeni Kudüs
Uzaklarda büyük bir şey var ve şu anda bize doğru aheste aheste gelmekte. Devasa boyuttaki bir nesne Dünya ile direkt kesişme rotasında ilerliyor. Bu nesne doğal bir fenomen olmayıp bir zekanın kontrolü altındadır ve dünyanın bildiğimiz şekline felaket niteliğinde değişimler getirme amacı taşımaktadır. Bu obje bir asteroid veya kuyrukluyıldız değildir, ama bunları amaçlarında başarılı olmak için bunları da kullanacaktır. Bu nesne milyarlarca canlının psişik enerjilerinden güç alıyor ama sadece “tek” bir kollektif zihin tarafından yönlendirilen tek bir isteği var, o da insan ırkının köleleştirilmesi. Bu nesnenin ve onun tüm insanlığın yokedilmesi amacının arkasında hangi kötücül güç mü yatıyor? Elbette ki tarih boyunca insanlığın özerklik ve teknolojik gelişme elde etmek için gösterdiği her çabayı bozmaya çalışan aynı güç. Ancak bugünlerde, insanlığın özgürlük için mücadelesinin bir sona ulaşmaya başladığı bugünlerde insanlık tarihindeki en tiksinç aldatmaca ile ilgili son derece gizli bilgiler tamamen açıklığa kavuşturuldu. Bu nesne “Galaktik Yıkım Aracı/Galactic Obliteration Device (G.O.D)” ismiyle tanınmakta*. Mitolojide bu varlığa farklı etiketler verilmiştir, günümüz ölüm kültüründeki en popüler ismiyse “Cennet Krallığı”dır. İncil’de bu nesneye “Siyon/Zion”, “Tanrının Kutsal Şehri” veya “Yeni Kudüs/Yeni Yeruşalim/New Jerusalem” (Vahiy 14:1, 21:2, 21:10) denmektedir. Bu nesnenin yapısının nasıl olduğuna ve insan ruhlarının bu nesnede oynayacağı role dair fikir edinebilmek için İncil’deki Vahiyler Kitabını etüd etmemiz yeterlidir. İlk olarak bu nesnenin “göklerden” (uzaydan) ineceğini ve bir anagemiye benzerlik gösterdiğini görebiliriz. Bu geminin boyutları ~2400 kilometre en, boy ve uzunluktadır. Yani dev bir küptür. Star Trek, the Next Generation’un yazarları Borg gemisin dev bir küp olarak resmederken aslında farketmeden bir kehanette bulunmuşlardı. Işık Getiren’in, Lucifer’ın, Şeytan’ın ilhamı bazı insanların böyle kurgu eserleri ile kollektivizmin ahlakdışılığı ve Yeni Kudüs arasındaki bağlantıyı gösterme çabalarında barizdir, ama pek kimse bu uyarıları dinlemiş gibi görünmüyor… Şimdiye kadar.*: Burada kinayeli bir şekilde “Tanrı” anlamına gelen ve çoğu insanın bu sıfatla tapındığı varlığın İngilizce anlamı olan “God” sözcüğüne bir kelime oyunu yapılmış. Yani bu “Galactic Obliteration Device” aslında Yahweh‘in tanındığı isimlerden biri falan değil elbette.


Ölümden sonra körkütük bir şekilde melekleri takip etmeyi reddeden güçlü ruhlar ve hayatları boyunca yine aynı şekilde “inanç”lara kör bir şekilde sarılmayıp bunun yerine akıl ve mantıklarını kullanan kişiler Yahweh tarafından “sevilmeyecek”, zira bu insanlar onun kontrolüne karşı bir tehdittir (tıpkı ne kadar yanlış olsa da İncil’de (Vahiy 12:4, 7, 9) de Şeytan’ın meleklerin üçte birinden fazlasına özgür düşünce ve özgüvenin önemi ve mantığını göstermesi gibi). Bu Yeni Kudüs herhangi bir muhalefete hiçbir şekilde müsaade etmeyen bir kıyamet makinasıdır. Ölümden sonra bu “ruh toplayıcılarını” takip edenler Yahweh’in binyıllar boyunca insanlığa karşı işlediği ahlaksızlık ve adaletsizliklere kendilerini de alet etmektedir.
Cennet Hakkındaki Gerçek
mensuplarından kaç tanesi gerçekten bu “Cennet”in nasıl olacağına dair azıcık zaman ayırıp kafa yordu acaba? Çoğu insan “Cennet” fikrine alternatifi olan ateş çukuru olduğunu sandıkları “Cehennem” korkusuyla çekilmektedir. Elbette ki her ne olursa olsun böyle korkunç bir yerden daha iyi olacaktır, değil mi? Ya da öyle mi acaba? Bu “Cennet”in ebediyete kadar kalacağınız yer olduğunu düşünürsek oraya tek yönlü gidiş biletinizi almadan önce gitmek istediğiniz yerin orası olduğuna kesin emin olsanız çok iyi olur. Cennet acaba nasıl bir yer? Farklı insanlara bu soruyu sorarsanız farklı cevaplar alırsınız. Bazıları Cennet’in huzur içinde, hiçbir ihtiyaç ve acı olmadan yaşayacağınız, ebedi mutluluk ve sevgi dolu bir yer olduğunu savunur. Geleneksel “cennet” tasvirleri ölmüş insanların ruhlarını sürekli olarak arp çalıp Yahweh‘e övgüler dizmekten başka bir şey yapmayan, beyaz cüppeli, hareli, kanatlı melekler olarak göstermektedir. Gerçekten de ebediyete kadar yapmak istediğiniz şey bu mu? Pek çok insansa Cennet’in kişinin merhum atalarıyla tekrar bir araya gelebilecekleri ve aile biriminin ve geçmiş tecrübelerin anılarının devam edeceği bir yer olduğunu düşünmekte, ve bazılarıysa tüm aile bağlarının mezarda koptuğuna ve Cennet’te sadece büyük, “bir” aile olduğuna inanır. Yahweh‘in yaklaşmakta olan “Yeni Kudüs”ü hakkında bilgi sahibi olduktan sonra Yahweh’in, kollektifine katılacaklar için onlara öğretilenlerden çok daha farklı planları olduğu barizce görülebilir.

Peki bu durumda ebediyen “huzurlu” ve “rahat” yaşamak hayat tecrübelerinizi, bu tecrübelerin çeşitliliğinin güzelliğini ve insani tecrübelerin bütün yelpazesinin seçkin zevklerini hatırlayamazsanız size ne fayda sağlayacaktır? Bireyler olarak farklı şekillerde ve yollarda mutlu oluruz, ve bu yolların pekçoğu bilgimizin ve hayat tecrübelerimizin genişlemesine dayanır. Bazıları için bu bir veya birkaç ilgi alanı hakkında öğrenilebilecek her şeyin öğrenilmesi demektir; başka bazıları içinse bu dışarı çıkıp dünyayı ve doğanın, uzayın veya bizi mutlu edecek her ne varsa bunların harikalarını tecrübe etmektir. İnsanlar meydan okumaya maruz kalmazlarsa zayıf düşerler. Kaslar zorlanmaya ve uyarıma tabii tutulmazlarsa zayıflarlar ve en nihayetinde çürüyüp tükenirler, aynı şey zihin ve irade için de geçerlidir. Arp çalıp şükür dolu ilahiler söylemenin sıkıcılaşması için ne kadar süre geçmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? Bir hafta? Bir yıl? Bin yıl? Sonsuza kadar süreniz var, bu sürelerin hepsi eşit ölçüde kısa denebilir. En nihayetinde çeşitlilik ve zorlayıcılık sağlayan ve bu sayede büyümemizi mümkün kılan bir ortamda bulunmazsak en nihayetinde zayıf düşüp ölürüz, ama tasvir edilen “Cennet”te ölemiyorsunuz da! Bu Cennet tasviri doğru olsaydı bile Yahweh‘in iradesinin bir kölesi olarak yaşamaya devam edeceksiniz, ve günbegün kendi iradenize göre düşünüp hissetme yeteneğinizin olmadığı bir yerde bulunmaya devam edeceksiniz. Sonsuza dek. İnsan bireyleri için bu tarz bir durağanlık “Cennet” değil, “Cehennem” olacaktır. Belli şekillerde ebediyete kadar varolup ilerlemeye devam etmemizin mümkün olduğunu söyleyen doktrinler de var elbette (Satanizm gibi), ve bazıları bunun da eninde sonunda sıkıcı olacağını iddia edebilir. Ama durum ne olursa olsun ebediyete kadar kendi irademizi takip etmek başka bir varlığa, hele de bir parazite köle olmaktan iyidir. Ölüm uykusuna yatmaktan daha kötü sonlar da var. Yahweh‘in kollektif iradesine bir köle olmak kesinlikle ölümden daha kötü bir kader olacaktır. Yahweh‘in “amacı” etrafını uysal, cahil, bağımlı, (çocuk gibi) körce güvenen ve sadece kendi iradesine bağlı varlıklarla doldurmaktır (Matta 18:3, 19:14; Markos 10:14-15; Luka 18:16-17). Yahweh‘in bu “koyunları” gerçekten ne için kullanmayı planladığını düşünüyorsunuz? İsa, İncil’de Yahweh’e dua ederken “Cennet” kollektifinde bireyselliğe ne olacağını açıkça belirtmiştir: “Kutsal Baba, onlar da (seninle benim bir olduğumuz gibi) bizim gibi BİR olsunlar.” (Yuhanna 17:11, 21-23) Bireysellik “Cennet” olacak kovan kollektifinde ölmelidir. Star Trek serisi bu kollektif mantalitenin iğrenç ve insanlık dışı doğasını “Borg” isimli siber-organik kollektif yaşam formu tasviriyle göstermiştir. Borg‘un bireysel irade veya bilinci yok, ve yaşam amaçları tıpkı “Cennet”tekilerin Yahweh’e hizmet edecekleri gibi (Vayit 7:15) kollektife hizmet etmek. Yahweh’in tek istediği şeyin ona hiçbir şekilde direnç sunmadan, mütemadiyen tapınma sunacak varlıklar olduğunu düşününce Yahweh’in aslında verimli bir enerji kapasitörü olduğunu görebiliriz. Tutku ve boyun eğme hallerinde ruh ve zihinlerin ürettiği psişik/duygusal enerji Yahweh tarafından besin ve güç kaynağı olarak kullanılıyor. İncil bunu sürekli olarak belli etmekte, özellikle Vahiy kitabında Yahweh gücünü göstermeye hazırlandığı her seferde. Güç gösterilerinden önce kollektifin üyeleri onu övüp bu gücü ona veriyorlar (Vahiy 4:9-11, 7:9-12, 11:16-17,19, 14:3, 15:3-5,8, 19:4-7). Hatta Yuhanna kehanet veren meleğe tapınmaya çalıştığında melek onu “Sakın yapma!” diye durdurup enerjisini direkt Yahweh‘e göndermesi gerektiğini tembih etti (Vahiy 22:8-9). Enerji transferini daha az verimli kılacak herhangi bir direnç veya yolu uzatma “cennet”te yasaktır (Vahiy 21:26-27), çünkü Yahweh beslenme matrisinde olabildiğince çok verime ihtiyaç duyar. İsa‘nın Cennet’e girmek için fakir ve mütevazı olmanız gerektiğini söylemesinin sebebi de zengin insanların kendilerine dayanmayı ve özsaygıyı bilmeleri ve bundan ötürü de bu insanların enerjilerini sömürmenin sahip oldukları her şeyi Yahweh‘e vermeye hazır insanlar kadar kolay olmayacağıdır. Fakirler Cennet’e ilk girecek, zira onlar en verimli enerjiyi dirençsizce sağlayacaklardır. İncil’deki ve Kur’an’daki tüm öğretiler bu sonuca işaret etmekte: Yahweh, kollektif iradesi için verimli bir enerji kaynağı istiyor. Peki siz Yahweh isimli yem makinesindeki çarklardan biri olmak istiyor musunuz?
