Satanizm nedir? İlk önce kurulu ve yerleşik algılardan ve medyanın göz boyamasından sıyrılmak gerek. Birincisi köle gibi tapınmak yok, kanlı kurbanlar vermek yok, “kedi kesmek” gibi bir şey asla yok. Şeytan tapınmadan nefret eder ve kanlı kurbanları şiddetle lanetlemiştir. Doğayı ve hayvanları çok sever ve de insanlığın bir varlığa tapınıp köleleşmesini değil, kendi kudretiyle Tanrılık seviyesine gelmesini ister. O köle gibi tapınma, kanlı kurbanlar verme gibi şeyleri kendine “tanrı” diyen başka varlıklar ister ve ihtiyaç duyar. Hangi “din”ler bu çok malum. Ama Satanizm değil. Kendine Satanist diyen ergenlerden bahsetmiyorum, gerçek (Spiritüel) Satanistler kendilerine, doğaya, çevrelerine ve de türlerine son derece saygılıdırlar. Bizden beklenen hem kendimizi, hem çevremizi hem de türümüzü geliştirip yüceltmek de o yüzden.
Ve de insanlık tarihi elli bin küsür yıllık. Medeni insanlığın tarihi on bin küsür yıllık.
Yahudilik iki bin yıldan çok daha eski değil. Hristiyanlık da aslında Engizisyon zamanlarında popülerlik kazandı. Müslümanlık desen o da bin beş yüz yıl en fazla. Tarihimize kıyasla bunlar çok bebek yaşında dinler. Yani Şeytan kadar eski bir varlığı ve onun dini olan Satanizmi bu dinlerin merceği altından gözlemlemek yanlış. En eski medeniyetlerden biri hangisiydi? Mezopotamya’da yaşayan hatta. Sümerler.
Dünyadaki en eski dil denebilecek Sanskritçeyi konuşurlardı. Ve tahmin edin o dilde hangi kelime Ebedi/Mutlak Gerçek demek. Yahweh değil, Allah değil; ki öyle şeyler o zaman yoktu bile. Satan! İsterseniz bakabilirsiniz ve bakmalısınız bu dediklerime. Uygun yerlerde kaynağı sunmaktan çekinmeyiz ama gözümüzden bir şey kaçarsa ve inanmazsanız kaynak istemekten veya kendiniz araştırmaktan çekinmeyin. Gerçekler sabittir, Şeytan Gerçek’tir ve Satanizm, Ebedi/Mutlak Gerçek-izm’dir.
Alın, Şeytan bu. Çarıklı, boynuzlu, kötü keçi adam değil. Sizin, benim gibi etten-kandan-ruhtan bir varlık. Çok da yakışıklı. Bu sayfada hakkında belli bilgiler var. Ama kısaca çok gelişmiş ve medeni bir uzaylı ırkının lideri. İnsanlığı da medeniyeti yaymak ve başka türleri de kendileri gibi mükemmel ve Tanrısal yapabilmek için yarattı. Şeytan’a insanlığın Babası diyebiliriz. Dünyanın en eski dili Sanskritçe’de “Ebedi/Mutlak Gerçek” anlamına gelen Satan, Yahudilerin pis dili İbranice’de “Düşman” anlamına geliyor. Mantıklı. Yahudiler kadar nifak çıkaran, parazitlik yapan bir ırk için elbette ki Ebedi Gerçek çok büyük ve amansız bir Düşman konumundadır. Zaten o yüzden Şeytan’ın ismi bilerek karalanmaya çalışıldı ve büyük oranda da başarıldı. Ama aslında Şeytan sadece Şeytan ismiyle bilinmedi. Tanrılarımız o zamanlar aramızda yaşarlardı ve dünya üzerinde dolaşıp ruhaniyet öğretilerini başka kültürlere yaydılar. Farklı kültürler sarı saçlı, mavi gözlü varlıkların onlara ruhani öğretiler sunduğunu söyler, ve bu öğretiler karşılaştırınca genellikle aynıdır. Tek fark bu varlıklara kültür farkından dolayı verilen isimler. Enki, EA, Ptah, Odin, Wotan hep Şeytan’ın isimleri. Yani Satanizm, Antik ve Orijinal Paganizm ile aynıdır.
http://mirror.spiritualsatanism.org/www.angelfire.com/empire/serpentis666/garden.html
Bu da yaradılışımızla alakalı kaynaklar.
Şimdi çok ufaktan değiniyorum; Yahudiler dünyadaki neredeyse her kötülükten sorumlu ve asıl ruhani ve tarihsel kaynakları da çok kirlettiler. Bu kaynakta da insanlığın aslında maden işçisi, hizmetçi bir ırk olarak yaratıldığı ve sonradan Şeytan’ın onlara, yani bize, akıl, zeka ve ruhaniyet bahşettiği anlatılır ama bunu çevirenlerin arasında Yahudi de vardı. O maden olayı yalan, direkt biz de Tanrılar gibi olmak üzere yaratıldık.
Neyse. Şeytan, Yahweh’in (Hristiyan, Yahudi ve kabul etmeseler de Müslümanların “tanrı”sının ismi) hizmetkârı, yaveri, şusu busu falan değildir. Hatta ondan çok, çok önce varolmuştur ve o yokolduktan sonra da varolmaya devam edecektir.
Tanrı dediğimiz şey de yaratıcı, sınırsız güçlü bir varlık falan demek değil. Şeytan’ın da öyle bir iddiası yok. Dünyayı da, evreni de o yaratmadı ki zaten evreni de yaratan yok. Sadece insanlığı yarattı. Şeytan’a da bu kötü, çarıklı, boynuzlu keçi adam imajını veren Yahudiler ve Yahudilerden çıkan 3 İbrahimi inançtır.
Neyse. Türkçe’ye İblis olarak geçmiş Demon kelimesinin kökenine inmek lazım Tanrının anlamını öğrenmek için. Demon, veya Daemon, Latince’de bile Tanrı veya Tanrıların elçisi anlamına gelirdi. Yahudi-Hristiyan kaynakların kirletmesiyle kötü veya canavar gibi anlamlar kazandılar. Ama aslında Daemon kelime anlamı itibariyle Dae ve Mon olarak bölünür. Gün ve gece veya ay ve güneş anlamına gelir. İsimde bir imâ var. Tanrılığa ulaşmak için eril ve dişil enerjilerini mükemmel dengeye ulaştırmak gerekir. Tanrılar bu bireylerdir. Yani Demonlar canavar, kötü yaratık veya ruh gibi saçma, basit ve banel anlamlara gelmek şöyle dursun, isimlerinde bile bizim ruhani gelişimimiz için ipucu niteliğinde şeyler barındıran varlıklar oluyor. Ve de neye ne kadar inanırsınız bilmem ama belli mantraların ve meditasyonların BÜYÜK faydalar sağladığı kanıtlanmış ve kaynak vereceğim için çok da takmadan anlatıyorum.
Uzaylı kanıtı. Uzun ama buyrun. Uzaylı kafatası keşfeden bir adam. Bu bulgularını paylaştıktan kısa bir süre sonra öldürülüyor. Bu arada hiçbir din böyle bir iddiada bulunamaz. Tanrımızın sadece ismini söylemek bile kognitif performansı arttırır, insanın ruh halini geliştirir ve bir ölçüde gençleştirir bile. Bütün gün Allah, Allah derseniz anca enerjinizi astral parazitlere yedirirsiniz. Amaaaaaa… http://wholesomeresources.com/1862/1862/
Kirtan Kriya isimli bir “meditasyon” programının kontrol-deney gruplarıyla detaylı bir araştırması.
“Kirtan Kriya is a 12-minute active meditation that include mudra (hand gesture), mantra (out loud, whispered and repeated silently), and visual imagery,
In the on-going study at UCLA, those practicing 12-minutes of Kirtan Kriya meditation are being compared with those using a 25-minute relaxation tape. Preliminary results from the 39 caregivers who have already completed the study (23 practiced Kirtan Kriya, 16 listened to a relaxation audio tape) indicate:
- Both groups demonstrated improvement in depression and anxiety, resilience and perceived burden.
- The meditation group improved significantly more compared to the relaxation group on measures of perceived support, physical suffering, energy, emotional and well-being, as well as in cognitive tests of memory and executive function.
- A subgroup of the meditation group also showed marked improvement in the reduction of inflammation This groundbreaking work also reveals that Kirtan Kriya increases telomerase, an exquisite marker of health and longevity, in only 12 minutes a day.”
“In a study at the University of Pennsylvania, published in 2010 in the Journal of Alzheimer’s Disease that compared Kirtan Kriya meditation to listening to Mozart, findings show:
- CBF was increased in the Kirtan Kriya group in the frontal lobe regions and the right superior parietal lobe
- In contrast, a non-significant increase in cerebral blood flow was seen in the music group in the amygdala and precuneus areas of the brain
- The Kirtan Kriya group had statistically significant improvements in a neuro-psychological test which measures cognition by asking subjects to name as many animals as they can in one minute
- Improvements were also seen in the Kirtan Kriya group in three other cognitive tests that measured general memory, attention and cognition
- There were no statistically significant improvements in cognition in the music group
- Participants found the meditation to be enjoyable and beneficial and perceived their cognitive function to be improved”
Yani kısaca sadece Şeytan’ın ismini zikretmek bile bizi güçlendiriyor, daha mutlu ediyor ve zekileştiriyor. Ve gençleştiriyor, çünkü telomaraz “ölümsüzlük enzimi” diyebileceğimiz bir şey. Hatta bilim topluluğunda da tam olarak bu isme sahiptir. Bu olay mantıklı çünkü bize ölümsüzlüğün anahtarını veren de Şeytan, ve ismi bile en yüce bir anlam olan “Ebedi Gerçek” anlamına geliyor. Ki bu Kirtan Kriya dediğimiz meditasyon da çok sulandırılmış bir şey. Kısaca Şeytan’ın isimlerinden biri olan SATANAMA’yı şarkı şeklinde söylemeden ibaret. Ama aslında mantraları şarkı şeklinde söylemek onları çok zayıflatır, titreştirerek söylemek gerekir. Yani bir nevi nota verir gibi. Ve SATANAMA Şeytan’ın en güçlü isimlerinden bile değil, Şeytan’la ilgili daha güçlü mantralar var. Yani bu elde edilen sonuçlar sulandırılmışın da sulandırılmışı ve buna rağmen elde edilen sonuçlara bakın. Bunu hiçbir Hristiyan, Yahudi veya Müslüman iddia edemez. “Kanıtlanmış, takip edilmiş şekilde “tanrı”mızın ismini zikretmek su götürmez, muazzam yararlara sahip” diye.
Satanizm’in amaçlarına gelecek olursak da daha önce de bahsettiğim gibi Yahudiler her şeyin başında ve insan ırklarına her yerden zorla iteledikleri YHWH enerji matrisiyle bizi kontrol etmeleri daha da kolaylaşıyor. Düzenli olarak üzerimize çeşitli lanetler de yağdırırlar. Bu lanetler sayesinde insan ırklarının resmen “gözlerinin önüne perde iner” ve ne onların hakkındaki, ne de çoğunun tapınılmasını saladığı sahte “tanrı” hakkındaki gerçeği göremezler. İnsanlığa karşı işledikleri suçlar cezasız kalır, ellerini kollarını sallaya sallaya istedikleri gibi davranabilir ve dünyada daha da dehşet saçabilirler.
Amaçları da bu, çünkü tüm ırkların ve ulusların bir, tek, aynı ve farksız olduğu ve böylece son derece kontrol edilebilir, pasif ve uysal bir hale getirildiği bir “Tek Dünya Devleti” kurmak ve başına geçmek istiyorlar. Ve buna karşı savaşmazsak bu gerçekten olacak. Yahudilerin düşündükçe ağızları sulanan, engellemezsek gerçekten gelecek olan gelecek için kullandıkları çok bilinen bir laf da hatta “Mesih (Moshiach) geldiğinde her Yahudi’nin 2800 kölesi olacak.”tır.
Neyse, ön bilgi verdiğimize göre amaçlarımıza gelelim. Birinci olarak kendimizi geliştirmek. Meditasyon yapmaktaki tem amacımız “rahatlamak” gibi ucuz bir şey değil. Biz güçlenmek, enerji merkezlerimizi açıp geliştirmek, biyoelektriğimizi yükseltmek ve auramızı güçlendirmek için meditasyon yaparız. Bunun sonucunda ruhani güçlere (Astral Projekiyondan tutun Telekineziye, size çok kötülük yapan birini lanetlemekten tutun birini iyileştirip korumaya kadar aklınıza ne gelirse) uyanırız, artık YHWH ve onun etkisi altındaki “ruhani” programlardan (yani günümüzde neredeyse hepsi) etkilenmeyiz ve de bilgelik elde ederiz. Satanizm’in ve aslında otantik ve gerçek, bozulmamış tüm ruhani pratiklerin nihai amacı Tanrılıktır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi “her şeyin yaratıcısı” Tanrılık değil, “sadece” mükemmel dengeye, fiziksel ölümsüzlüğe (zira ruhun mükemmelleştirilip güçlenmesiyle fiziksel beden de zaten asıl programlandığı potansiyeli ve amacı olan fiziksel ölümsüzlüğe ulaşır) ve çok yüksek (ama sınırsız değil) güce ulaşmış olmaktır.
İkinci olarak çevremizi geliştirmek. Ben bunu insanlara bilgi vermeye çalışarak yapıyorum ama genel olarak bir pislik olmamak, mümkün olduğu zaman çevremizi de eğitip bilgilendirmek, hakedene ve ilgi duyana kendimizi riske atmadığımız sürece gerçek ruhaniyet ve insanlığın gerçek ve orijinal dini hakkında bilgi vermek ve onlara da pekçoğunun zaten arayışında olduğu ve gerçeğini bulana kadar pes etmeyeceği, ucuz taklitleriyle tatmin olmayacağı doğru yolu, Gerçeğin Yolu’nu göstermek olarak tanımlayabiliriz.
Üçüncüsü de türümüzü geliştirmek. Bahsettiğim gibi insanlık şu an çok büyük lanetlerin altında ve zorla tam anlamda köleliğe doğru itiliyor. Bunun başlıca sorumlusu Reptilian dediğimiz uzaylılar ve onların dünyadaki ayağı Yahudilerin dünya üzerine saldığı, insanların gerçekleri görmelerini engellemeye yarayan lanetler. Bu lanetleri geri çevirmek için ayinler yaparız. Her birimizden, gerçekten Spiritüel Satanist olan herkesten beklenen bu. Ve Spiritüel Satanizm insanlığın tamamını topyekün bir mücadeleyle bu açıdan özgürleştirmeye çalışan tek din diyebiliriz.
Evet, Satanizm budur.
Gelecekte söyleyecek çok daha fazla şeyimiz olacak. Esenlikle kalın.