Okuyucularımıza esenlikler. Bu sefer de yoga ve meditasyon tavsiyelerinin yanında kişisel emeğin önemine dair bir yorum ve cevap dizisiyle karşı karşıyayız.
Bir okuyucu:
5 tibetli hareketlerini hangi rutinle uygulamak gerekir? yeni adandım ve bir kaç gün içinde 40 günlük meditasyona başlıcam. bu hareketleri her sabah belli saatte yapmam daha doğru mu olur? 2 ay sonra demon ritüellerini uygulucam ve olabildiğince ilerlemek istiyorum. her gün üstüme düşen meditasyonu yapıp üstüne 10-15 dakika rtr yapacağım. zaten hepsini defterimde not ettim. her gün meditasyon, tibet yogası ve rtr. 2 ayın sonunda iletişime açık olur muyum? ekstra hangi uygulama önerirsiniz? bu arada eklemem gerek; gectiğimiz günlerde sabah uyanınca evdekiler işe gitti. bende gece çok geç uyudugumdan uyku-uyanıklık arasındaydım. yüzümü yıkayıp kendime geldim ve 4 kırmızı yakıp *** demonun mührünü imaje edip zikrettim. 10 dakika falan yaptım sonra en iyisi 40 günden sonra yapayım dedim. Kanapeye uzandım ve bir elektrik hissi geldi. nasıl desem üstüme bir şey çöktü ama karabasan gibi değildi. tatlı bir enerjiydi. ama bir yandan bağırıyormaya çalışsamda sesim çıkmıyor. kesinlikle uykuda değilim. gözlerim açık olmasına rağmen kalkamadım birde kulaklarımda sesler duydum ama gidip gelen radyo frekansı tarzında. belli bir ses değil. kız kardesimin sesi gibiydi. yani değişik bir ruh haliydi. hem ayağa kalmak istiyordum hemde o enerji bana “zevk” veriyordu. sonra parmaklarımı oynatınca aniden kalktı üstümden. konuşamıyordum ama parmaklarımı oyantınca gerçekliğe döndüm. çok farklıydı..
Cevap:
Esenlikler,
5 Tibetli rutini 40 günlük programda yer almıyor, ama öneriyoruz. Dolayısıyla sabah Hatha, akşam Kundalini Yoga yapıyorsanız gün ortasında da bu rutini uygulayabilirsiniz kısaca. Sıraları farklı olabilir tabii, ama aralarında en azından birkaç saat olmasını sağlayın.
2 ay boyunca meditasyonlarınızı da düzgünce yaparsanız (ki neyi ve ne kadar yaptığınız da önemli, dediğiniz amaç için psişik duyulara da önem verin), şu andaki halinizden daha ileri olacağınız kesin. Ama aklınızda olsun ki, duyuları tamamen açmak uzun aylar veya bazen yıllar bile sürebilir. Elbette tamamen açılana kadar da kademe kademe ilerliyorsunuz ve amacınıza ulaşmak için %100 açıklık zorunlu değildir, Tanrıların size verdikleri işaretlere açık olun yeter.
Uyku felcine girmek için uyuyor olmaya gerek yok, beden zihinden daha önce “””uykuya dalar”””. En azından işin biyolojik kısmı bu. Hatta uyku felcine kasıtlı olarak, uyumadan girmek bile mümkün.
Neyse, işin ruhani tarafına gelince ziyaret edilmiş olmanız muhtemel, ama bunu yapan bir Tanrı mı yoksa bu isteğinizden istifade eden başka bir varlık mı bilemedim, elimizde az bilgi var. Size tavsiyem, sadece belli bir his veriyor diye her şeye açık olmamanız ve Tanrıları çağıracakken Şeytan’dan geçmeniz ve bu sayede Onun koruması ve rehberliğini almanızdır. Malum, şu anda bir savaştayız ve rastlayacağınız her varlık dostane değildir.İyi günler.
Okuyucu:
geri dönüşünüz için tesekkür ederim. benim iletisim kurmak istediğim demon gündüz demonu. bu benim için daha iyi ama sabahın erken saatinde yaptığım taktirde olur mu? erken derken 07-08 arası olabilir. Yani gündüzden kastı bildiğimiz öğle ortası mı kafam karıstı? bu arada iş konusunda planlarım var ve süreci hızlandırmak için 2 ay beklemesem de her gün aksatmadan meditasyonumu yapıp haftada da ortalama 5 gün daveti denersem sorun olur mu? yani rahatsız ediyor gibi algılanır mıyım haftada 5 gün denersem? 2 ay sonunda toplam 40 kez çağırmış olacağım? birde psişik acıklıktan bahsetmissiniz ama demon istese bana istediği gibi mesaj gönderir. ben tamamen kör olsam bile gece uyuduğumda rüyamda gelemez mi? mesajını iletemez mi? rüyalara etki edebilecek güçteler sonuçta. bu arada iletisim konusunda Marchocias iyimiş. iş hayatımdan ve kişisel ilişkilerimden dolayı özgüven problemleri yasıyorum. bu hayatımı etkileyen önemli bir engel. kişisel gelisim adı altında zırva kitaplarında faydası olmadı. marchocias kadın hakları, cesaret, öz imaj, disiplin ve basarılı stratejiler konusunda çok iyimiş. mesela ağzımın iyi laf yapmasını sağlar mı? konuşma tarzı insanı bir yerlere getirir zaten. böyle kişiler iş hayatında kendilerinden çok daha donanımlı insanları, çeneleri sayesinde rahatlıkla ekarte ederler, bildiklerinin seviyesi bir (rakamla 1) bile olsa onu öyle bir anlatır ki patron/işveren gözünde bu 10 hatta belki 100 görünür. aşka hayatında da aynı şansa sahiptirler, tipsiz de olsa, doğru düzgün işi gücü de olmasa 3-5 dakikalık bir tanışma/konuşma faslıyla karşı cinsi kolaylıkla tavlarlar. elbette çeneden kastım çok konuşmak değil. ama işte ben böyle biri değilim. bu özellik genellikle doğuştan gelir derler ama sonradan da yaş çok geçmeden tabi öğrenilebilir. kısacası buna ihtiyacım var. böylelikle şirkette yükselebilirim. zaten itici, kısa bir kız değilim. tek mesele karsımda birinin ağzı iyi laf yapıyorsa tutulup kalıyorum. hazır cevap olamıyorum. mesela geçen gün kafede biriyle tanıstım. dans ettik. baya baya yakındık. hem içtik, hem yedik, sohbet ederek oturduk. iletişimi çok çok iyi, beni güldürüyordu ama ben biraz pasif kaldığım için olmadı. benim sorunum bu zaten karşımda ki kişi çok rahat konuştukça ben sadece dinlemekten keyif alıyorum. bu da sosyal ve iş hayatımı olumsuz etkiliyor.
Başka bir yazarımızdan cevap:
Esenlikler,
Gündüz vakitleri Güneşin aktif olduğu tüm zamanları kapsar. Güneşin doğmuş olması yeterli.
Her gün meditasyonunuzu aksatmamanız zaten yapmanız gereken şeylerden bir tanesi, sadece işinizin görüleceği zamana kadar yapıp sonrasında salmak çok mantıklı bir hareket olmayacaktır tıpkı haftada 5 kez Tanrıları çağırmaya çalışmak gibi. Bunu kesinlikle yapmayın. Zira sizden yardım isteyen biri olsa ve haftada 5 kez gelip kapınızı çalsa çok hoş karşılayacağınızı düşünmüyorum. Tanrıları sürekli çağırmaya/iletişim kurmaya çalışmak sizin olumlu sonuç almanıza hiçbir şekilde katkı sağlamaz. Çünkü iletişim kurma veya çağırma kısmında Tanrılarla ilgili bir durum söz konusu değil. Bu iletişimin kurulması ya da geldiklerinde hissetmeniz tamamen sizin psişik açıklığınızla alakalı. Meşgul olan ve o an size zaman ayırayamayacak bir Tanrı yeterli psişik açıklığa sahip olduğunuzda bunun da mesajını gönderir, ya da görevlendirilmiş bir Lesser Demon aracılığıyla onunla iletişim kurmanız sağlanabilir. Tam olarak bu yüzden haftada 5 kez bir Tanrıyı/Tanrıçayı çağırmaya çalışır ya da iletişim kurmaya çalışırsanız, uygun psişik açıklıkta olmayacağınızdan bunun tek sonucu Tanrıyı/Tanrıçayı şiddetli derecede rahatsız etmek olacaktır. Acele iş yapayım derken saygısızlık etmek istemezsiniz. Aceleci olmayın, meditasyonlarınızı yapın. Birazdan cevaplayacağım sorularınıza şimdiden genel bir yanıt verecek olursam, zaten bu sorunlarınızın çözümü için herhangi bir Tanrıdan/Tanrıçadan yardım almanıza gerek yok. Ruhaniyetle, karelerle ve büyülerle rahatlıkla üstesinden gelebileceğiniz sorunlar bunlar.
“Psişik açıklığım olsa ne olmasa ne, onlar Tanrı değil mi?” bakış açısı da hiç doğru bir bakış açısı değil. Kaldıramayacağınız bir yükü ellerinizden tutarak bir başkasının, siz kaldırıyormuşsunuz gibi kaldırmasına benzetilebilir bu durum. Sizin yerinize kendisiyle psişik bir bağ kursa bile siz bunu yine algılayamayacağınızdan, o taşı kaldırmak zorundasınız. Sizin algılarınızı bir göze benzetirsek, henüz gözleri açılmamış bir bebeğe de renkleri gösterip öğretemezsiniz. Bu psişik iletişim, bağ, hissiyat ve iletişim konusunun Tanrıların gücüyle hiçbir alakası yoktur. Tanrılar zaten bunu yapabilecek gücün çok daha üstündeler. Sizde bir alıcı olmadıktan sonra dilediğiniz kadar sinyal gönderilmesini isteyin, o sinyalleri alamaz ve algılayamazsınız. “Tanrı” kavramını yıllardır insanların içine kazınmış düşman bağlamından dolayı bu şekilde algılıyor olabilirsiniz, ama gerçeğin bu dayatılan bağlamlarla ilgisi ve alakası yoktur. Tanrılar/Tanrıçalar bize balık vermek yerine çoğunlukla bize balık tutmayı öğretirler. Onlar öğreticidir, eğitmendir.
Yani evet “ağzınızın iyi laf yapmasını” sağlamak yerine “nasıl daha özgüvenli, nasıl daha iyi bir konuşmacı” olmayı ya da nasıl daha girişken olabileceğinize dair size kendinizi eğiteceğiniz kapılar açıp, bu konuda gelişiminizi hem hızlı hem de pozitif şekilde tamamlamanızı sağlayabilir. Satanizm’de ve dolayısıyla gerçeklikte “armut piş, ağzıma düş” mantığı çok nadir de olsa gerçekten acil olan bazı durumlar dışında işlemez. Bir işi kendinizin başarması, tam olarak yardım istediğiniz “özgüvenli olma” konusunda yapabileceğiniz en büyük geliştirmeyi de sağlamış olacak. Bir şeyleri yapabiliyor olduğunuzu gördükçe kendinize olan inancınız da inanılmaz derecede artacak.
Tanrıların eğitim şekli tahmin edebileceğinizden çok daha erdemli ve yardımcıdır. Siz bir konuda yardım istersiniz, karşınıza çıkan ya da çıkabilecek olan yollar size birçok şey gösterebilir ve öğretebilir. Özetiyle bu yolların büyük kısmı kendinizin bu işi nasıl başarabileceğine yönelik şeyler olacaktır, eğer ki gerçekten büyük bir önem ve aciliyet arz etmiyorsa. Böyle durumlardaysa zaten açıklık falan dinlemeden Tanrıların elini üstünüzde hissedersiniz, merak etmeyin.
Kişisel tavsiyelerime, genel özete ve cevabımda önemle vurgulamak istedeğim yerleri kısaca tekrar etmem gerekirse:
Öncelikle kesinlikle Tanrıları gerekmedikçe sık sık çağırmayın. Bu onları rahatsız eder. Eğer meşgul olduğuna dair bir işaret ya da bilgilendirme alamıyorsanız, çok yüksek ihtimalle yeterli psişik açıklığa sahip değilsinizdir. Diğer ihtimalle de o sizi duymuştur ve yardım edecek veya kendiniz halletmeniz için gerekli işaretleri, yolları size gösterecektir ya da istediğiniz şey için yeterli psişik açıklığa sahip olmanız ve kendisiyle iletişim kurmanız gerekmekte, bunun için de daha çok meditasyon yapmak zorundasınızdır.
Tanrılarla iletişim, görüşme, konuşma Tanrıların gücü kudretiyle değil sizin psişik açıklığınızın olup olmamasıyla ilgilidir. Onlar bizim yerimize gelip bizim çakralarımızı açıp temizleyip, bizi temizleyip aklayıp paklayıp gün yüzüne çıkartmazlar. Bunu siz yapmak zorundasınız. Bunu yaparken yaptığınız meditasyonlarda, büyülerde size dilerseniz seve seve yardımcı olurlar. Ama yardım etmek ile bir şeyi sizin yerinize yapmak çok farklı şeylerdir. Yukarıda da verdiğim örnekten anlayacağınız üzere, sizin yerinize yapmış olsalar bile bunu siz yine yetersiz olduğunuz için anlamayacak ve fark etmeyeceksiniz.
Özgüveninizi arttırmak için bol bol meditasyon yapabilirsiniz. Meditasyonlar bu konularda da oldukça yardımcı olur. Buna özel büyü de yapabilirsiniz. Astrolojik haritanızı kontrol edip, böyle bir durumda olmanıza sebep olan herhangi bir açı ya da bir gezegen etkisi var mı yok mu buna bakıp, bu etkiyi ortadan kaldırmak için veya özgüveninizi gezegenlerin enerjilerinden faydalanarak arttırmak için gezegen kareleri yapabilirsiniz. Bunlara ek olarak, okuyun, bilginize bilgi katın. Kendinize birkaç hobi edinin, sporla uğraşabilirsiniz. Biliyorum çok klasik geliyor ama bu böyle. Sizin elinizden bir şeyler çıktığını, bir şeyler başarabildiğinizi gördükçe özgüveniniz ve diğer insanlarla iletişim kaliteniz artar. Kişisel bakımınıza da özen gösterin. Kendinizi tanıyın, sevin. Hem fiziksel hem ruhani olarak kendinizi geliştirin, güçlendirin. Bedeninize ve ruhunuza iyi bakın.
İyi geceler.