Kur’an’da İblis ve Cinlere çokça referans vardır. İblis, Şeytan’ın Arapça ismidir; Cin ise Demon’lar için kullanılan Arapça bir tabirdir. Yani İblis ve Cinler yine aslında bize ait kelimelerdir.
Kur’an’a göre sadece “Allah”a hizmet ve tapınmada bulunan, en ufak bir özgür iradeye sahip olmayan meleklerin aksine Cinler, güçlü ve özgür iradeye sahip varlıklardır. Bu bize İslam ve takipçilerinin de örnek alıp olmaya çalışmaları gerektiği söylenen (iradesiz ve tek işi “kulluk etmek” olan köleler) şeyler hakkında da çok şey anlatır. Güç ve bağımsızlık sahibi olmak hoş karşılanmazken düşünceden tamamen yoksun olmak, tam bir bağlılık ve bağımlılık, ve akılsız bir kölelik ve itaat ise pozitif özellikler olarak sunulmuştur. Bu da bizi İslam’ın itaat ve köleliğe dayalı bir doktrin olduğu gerçeğine tekrar götürmektedir.
Kur’an’da İblis ve Cinler, Hristiyanlıkta Şeytan ve Demon’larla aynı şekilde sergilenmiştir. İblis’in “isyanı” ve “kovulması”na dayalı kurmaca efsane burada da vardır. İslam ve Hristiyanlık arasındaki başka ve güçlü bir bağ da budur, ve bu olay İslam’da da Hristiyanlıkta olduğuyla aynı amaca hizmet etmektedir. İslam’ın “tanrısı” Allah düzmece ve sahtedir. Hristiyan “tanrı”sıyla aynıdır, aynı varlıktır. Ve Allah/Yahweh de bir düşünce formu ve düşmanı kollektif olarak tanımlamak için kullanılan bir tabirden başka bir şey değildir. Hristiyanlık da, İslam da bu (ve başka pek çok) konuda tamamen aynıdır. Tek fark bu düşünce formundan bahsederken kullanılan isimlerdir. Kur’an’ın Cinler ve insanların özgür irade sahibi olan tek varlıklar olduğunu belirtip insan ve Cinler arasında böyle bir bağ kurarken “Allah” ve onun akılsız, robotvari meleklerinin de yabancı, uzaylı özelliklerinin altını çizmesi ilginçtir. İslam takipçilerinin özgür iradesini yoketmek, onları Cinlerden ayırmak için durmadan çalışmaktadır. Ama aslında bu Cinler, İslam’ın işgalinden önce Orta Asya’daki Paganlar tarafından tapınılan gerçek Tanrılardır. İslam, insanları Gerçek ve Orijinal Tanrılarından ayrı düşürmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.
Gerçek ise İblis‘in İnsanlığın Gerçek ve Orijinal Tanrısı, Cinlerin de Orijinal Tanrılarımız olduğudur. Zaten Cin kelimesi, Genie kelimesiyle bağlantılıdır ve anlamını da oradan alır. Genius kelimesi vardır, dahi anlamında. Demon ise antik yunanca kökenlidir, bilgisi olan (“He who has knowledge”) anlamına gelir. Cin de dolayısıyla aklı olan, üstün/harika zekası olan, bilgisi olan, vb. anlamlardadır. Bu kelimeler ise antik çağlarda Tanrısallığa bağlanmıştır. Tanrı kelimesi bile Tengri’den gelir, Şeytan/Satan’ın bir adıdır.
Tengri Tasviri |
Düşmanın bizi baskılamak için kullandığı düşünce formu, bir ilah veya benzeri bir şey değildir. Tanrılarımız kadar güçlü düşman varlıklar tarafından oluşturulmuş bir enerji formudur.
İslam’ın amacı her zaman için Centil halkların orijinal Pagan dinlerini bastırmak ve Centilleri kendi Gerçek Tanrılarından olabildiğince uzak tutmak olmuştur. Bunu yapma yöntemleri de hep aynıdır, Tanrıları yalan bir şekilde “kötü” diye etiketlemek ve Centil halkların Onlardan korkmalarını ve Onlara karşı “küfürde” ve hakarette bulunmalarını sağlamak. Az önce bahsettiğimiz gibi o “isyan”a dayalı hikayelerin tek amacı da İblis’i, “Allah”ın gücü altındaymış gibi göstermektir. Ama hiçbir şey asıl gerçeklerden bu kadar uzak olamaz.
İblis‘in “başkaldırdığı” tek vakit düşmanın, İblis’in kendi yaratımı olan insanlığın yokedilmesini istediği zaman yaptığı “başkaldırı” olmuştur. O, insanlığın bilgi ve güç sahibi olmasını istemiştir, ve bu yüzden insanlığın köle olarak sürünmesini isteyen düşman tarafından lanetlenmeye çalışılmıştır.
İblis “insanlığın düşmanı” veya “kötülüklerin efendisi” değildir. Asıl kötü olan “Allah”tır. Dünyaya ölüm ve karanlık getiren odur. Cehalet ve köleliğin getiricisi İslam programının kendisinden bile anlaşılabileceği üzere Allah’tır, lakabından bile kutsiyet akan Işık Getiren değil. İnsanlığın yokedilmesini isteyen de Allah’tır, insanlığın güçlenip özgürleşmesini isteyen İblis değil. İnsanlık alenen kandırılmıştır, ve Gerçek ve Orijinal Tanrımız korkunç bir şekilde küfüre ve yalanlamaya uğramıştır. Gerçekte iyi olanlar İblis ve Cinlerdir, sizi “cehennem”den kötü bir sona sürüklemeye çalışan da “Allah”tır.
Cinlerin Allah’ın kontrolünde olduğuna dair hikayeler Allah’ın sanki gerçek bir güç sahibiymiş gibi görünmesini sağlamak amacıyla yaratılmış yalanlardan başka hiçbir şey değildir. Cinler (veya başka hiçbir şey) Allah tarafından yaratılmamıştır, bu Tanrılara karşı yapılan asılsız ve boş bir hakaretten başka bir şey değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, Cinler orijinal Pagan Tanrılarıdır ve kölelik programı İslam’ın gelmesinden binlerce yıl önce de takip ediliyorlardı.
Cinlerin, Pagan Arabistan’ında tapınılan gerçek ve orijinal Tanrılar olduğuna dair kanıtları Kur’an’dan bile bulabilirsiniz:
Sebe Suresi – “Allah’ın, onları hep birden toplayacağı, sonra da meleklere, “Bunlar mı size ibadet ediyorlardı?” diyeceği günü bir hatırla! ﴾40﴿ (Melekler) derler ki: “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu. (41)”
Kaynak: Kur’an, Diyanet İşleri meali.
“Allah”ın ismi bile Paganizmden çalıntıdır. Pagan Arabistanında en yüksek Tanrıya verilen ünvan olan Al-İlah’tan çalıntıdır. Bu ünvan Arabistan’daki Pagan kabileler arasında, tapındıkları en üst Tanrıyı tapındıkları başka Tanrılardan ayırt etmek amacıyla kullanılırdı. İslam’ın bunu da sahip olduğu diğer her şey gibi Antik Paganizmden çaldığı gün gibi barizdir.
Bu yazı İslam hakkında olsa da da, tüm İbrahimi inançların aynı olduğunu ve orijinal Tanrılarımızı aynı şekilde lekelemeye çalıştıklarını görmeniz için, Katolik Ansiklopedisi‘nden şu alıntı çok açıklayıcı olacaktır:
“Aynı şekilde, Yunanlar ve Romalılar da kendi Tanrılarına tapınmış, onları sevgiyle görüp iyi varlıklar olduklarına inanıyor olabilirlerdi. Ancak Hristiyanlığın kutsal yazıları Centillerin tüm Tanrılarının Demon’lar olduğunu beyan etmektedir.” (“In the same way the Greeks and Romans may have worshipped their divinities, fondly believing them to be good. But the Christian Scriptures declare that all the gods of the Gentiles are demons.”)
Demon’lar/Cinler, Centillerin Tanrılarıdır.
Kur’anda bahsi geçen ve sonra Cin diye tabir edilen üç önemli Pagan Tanrısı daha vardır. Birisi Arap’ların Venüs Tanrıçası olan, aynı zamanda Savaş ve Bereket Tanrıçası olan El-Uzza’dır. Kutsal hayvanı aslan veya büyük bir kedidir. Orijinalinde bir Pagan tapınağı olan Kâbe’de heykeli bulunan ve Müslüman işgalciler tarafından yokedilen Tanrılardan biridir. Başka bir tanesi yine bereket ve bahar Tanrıçası olan El-Lât’tır. Sembolü de İslam’ın çaldığı Hilal Aydır. Başka bir tanesi de El-Manat’tır; kaderin, yıkımın ve ölümün Tanrıçasıdır.
Bu üç Tanrıça, İslam tarafından çalınıp Kur’an’a yerleştirilmiştir. Hatta bazıları bunların Allah’ın kızları olduğuna bile inanmıştır. Durum her ne olursa olsun sonuç olarak bu Tanrıçalar direkt olarak Pagan doktrinlerinden çalınmıştır. İslam öncesi Arabistan’da Al-İlah ünvanına sahip baş Pagan Tanrılarından biri olan, bazılarının Tanrı Sin olduğunu düşündüğü Tanrının kızlarıydı. Kurmaca Müslüman varlığı “Allah” dış kapının dış mandalı bile değildi, yoktu. Ama sonra bir anda bütün bu Tanrılar ve Tanrıçalar Kur’an’da “kötü” gibi gösterilmiştir ve insanlar da onları reddetmeye ve hakaret etmeye yönlendirilmiştir. Bu üç Tanrıça Pagan Arabistan’ında son derece büyük öneme sahip oldukları için de onları tamamen yoketmenin tek yolu o ya da bu şekilde İslam’ın onları tanımasıydı. İnsanlar her halükarda bu Tanrıçaları takip etmeyi zorla bıraktırılmadıkları sürece bırakmazlardı. Bu yüzden İslam programı onları yalanlayarak kötü gibi göstermiştir, böylece de insanları onlardan korkutup uzaklaştırarak kadrajdan çıkarılmaya çalışışmıştır. Ama bu Tanrıçalar (veya başka herhangi bir Tanrı veya Tanrıça) hiçbir zaman “Allah”ın kontrolü veya gücü altında değillerdi, ve Pagan Arabistan’ının tamamında tapınılıp seviliyorlardı.
Cinler 72 Goetik Demon’dır! Örneğin El-Uzza, Astaroth ile ilişkilendirilebilir. Kur’an ve İslam, Hristiyanlığın Demon’lara yaptığı muamelenin tıpatıp aynısını Cinlere de yapmakta. Bu da Cin=Demon=Tanrılar olgusunu güçlendirir ve Uzza=Astaroth ve benzeri örneklendirmelerin de yardımıyla tamamen kanıtlanabilir niteliktedir. Kur’an, Cinlere koskoca bir sure atfetmiştir, ama bu surenin sayısı asıl ilginç ve önemli olan. 72 numaralı sûre “Cin sûresi”dir. 72 sayısı her zaman için Cinlerle/Demonlarla ilişkilendirilmiştir. Başka bir önemli nokta da 7 ile 2’nin toplanınca 9 etmesi. 9 ise ruhun eşit kollu haç şeklini oluşturan ana çakraların sayısı ve dolayısıyla da büyük güç içeren bir sayıdır. 9, her zaman için önemli bir Pagan/Satanik sayı olmuştur. Bu Cinlerin gerçek bilgi ve güce sahip olduğunun ve insanlığın İblis ve Cinlerin rehberliğiyle mükemmelliğe ve Tanrılığa ulaşabileceklerinin alenen kabulüdür.
Gerçekler böyleyken bu sûre ise Tanrılara hakaretten başka bir şey değildir, ve de Cinlerin bu kurmaca Allah tarafından kontrol edildiğini göstermek gibi gülünç ve yalan dolu söylemler içermekten başka bir işe yaramaz. Ama her halükarda Cinlerin burada bile 72 sayısıyla ilişkilendirildiğini görmek göz açıcıdır. Cinlerin Allah’ın kontrolünde olduğu yalanı Cinlerin/Demon’ların/Orijinal Tanrılarımızın Yahudi “büyücüler” ve onların (İslam’ın da bunlardan biri olduğu) yalan programları tarafından geçmişte bağlanmış olduklarıyla ilişkilidir. Ama şu an tamamen serbestler!
Kur’an “Süleyman” hikayesini de paylaşmıştır. Cinlerin sözde bu kurmaca Yahudi büyücüsünün kontrolü altında olduğuna dair yalanlar burada da vardır. Aynı zamanda sihirli lambalara bağlı cinlerin hikayeleri de buradan çıkmıştır. Bu Cinleri çağıranların onlara herhangi bir dileğinin gerçekleştirilebileceğini “emredilebileceği” yalanı da yine Yahudiler tarafından empoze edilmiştir, ve bu da geçmişte cahil insanlar tarafından çokça ruhani istismara sebebiyet vermiştir. Bu Tanrılarımıza karşı olağanüstü bir hakaretir ve Centil halkların tamamının yüzüne de sert bir tokat niteliğindedir, ruhani bir bozulma olduğunu da unutmamak gerek. İslam aynı zamanda Cinlerin sonsuza dek “bağlı olacağını” da iddia etmiştir, ama bu yalan da geçerliliğini tamamen yitirmiştir, zira şu an Tanrılar tamamen serbesttir. Onların sözde “kehanetlerinden” birisi daha böylece apaçık yanlıştır.
Başka önemli bir nokta da Kur’an’ın Cinlerin ateş elementinden olduğunu söylemesidir. Ateş; iradenin, tutkunun, yaratımın, yaratıcılığın ve gücün kudretli elementidir. Yalanlarla dolu Kur’an’da bile Cinlerin gerçek, orijinal, kudretli Tanrılarımız olduğunu yeterince dikkatli bakan herkes görebilir.
İblis/Satan/Şeytan ve Cinler/Demon’lar insanlığın Orijinal Tanrılarıdır, İblis de insanlığın Gerçek Yaratıcı Tanrısıdır! Antik Sümerlere Enki olarak bilinirdi, Antik Mısır’da Ptah olarak bilinirdi, Babil’de EA’ydı, Yezidiler’e Melek Taus’tu, biz Türklere Tengriydi ve daha pek çok ismi vardı. Hepsi aynı varlıktır, hepsi yüce, kudretli Ebedi/Mutlak Gerçek’tir, Dünyanın Lordu’dur. Centil halklar Ona hakaret etmeye, Ondan yüz çevirmeye zorlanmış ve kandırılmışlardır, ve bu çok üzücü bir durum. İnsanlar artık uyanıp Gerçeği görmeliler! Ve buna çok az kaldı.
“Benden başka bir Tanrı yoktur. (…) Bunu bilmesine rağmen kim Kur’an ve İncil’in sahte tanrılarına tapmaya cüret eder?” – İblis/Şeytan, Qu’ret Al-Yazid/Melek Taus’un Vahyi.
İslam bunu, gerçek Tanrıları, gerçek ruhaniyeti elinden geldiğince baskılamaya ve insanları da cahil ve güçsüz tutmak için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır. Ama “Allah” denen bu varlık kurmaca bir yalandır, ve insanlar bu Gerçeğe uyanıyor.
Orijinal ve Gerçek Tanrılar olan Şeytan/İblis ve Cinlere Şeref ve Güç Ebediyen Atfolsun!
Referans:
İblis ve Cinler – İnsanlığın Orijinal Tanrıları – Yüksek Rahibe Zildar Raasi