Bu bir Spiritüel Satanizm Çeviri İçeriğidir. Asıl metin.
Forumlardan bir kullanıcı, Yüksek Rahip Hoodedcobra666’ya neden Reptilianların kötü, yılanların ise Şeytani olduğunu soruyor. Bunun ardından bir genel cevap ve vaaz niteliğinde yazı şekilleniyor.
İnsanlar, UFO ve uzaylıları sınıflandırırken, türlere özgü isim de bulmaya çalıştılar. Genel olarak, hatırlaması kolay olduğu için, fiziksel görünüşü “sürüngenlere” benzeyen uzaylıları “Reptilianlar” [Sürüngenler] olarak adlandırdık.
Bu adlandırmanın nedeni, Reptilianların fiziksel görünüşünün Dünya’mızda bulunan bazı sürüngenlere benziyor olmasıydı. Nasıl bir “Gri”nin cilt renginin gri olmasının gri boyasıyla bir ilgisi yoksa Reptilianlar olarak adlandırdığımız uzaylı türünün de Dünya’daki sürüngen türleriyle ilgisi yok.
UFO camiasında, Sürüngenlerin dinozorlardan evrimleştiğine ya da en azından dinozorlarla ilişkili olduğuna dair bazı teoriler vardır, çünkü bu iki ırkın birbirine benzediği söylenir. Lâkin Reptilianların, daha ortaya çıkışlarının çok yeni olmasına karşın ”Dünya’nın kendilerine ait olduğu” yalanını attığı göz önüne alındığında [ki onlardan evvel Kadim Uygarlıklar halihazırda buradaydı ve yeryüzünün hükümdarı idiler], bu kuvvetle muhtemel onlar hakkında yaratılan başka bir yalandır.
Bu şeylere, kötü bir isim seçimi olduğunu da kabullenerek “Reptilianlar” diyoruz. Çünkü başka bir isim yoktur, bunun dışında insanların Astral projeksiyon yaparken gördükleri ve fiziksel olarak hastalıklı derilerinin rengi olan “Gri” ile bağlantılı olarak “Griler” de diyoruz.
UFO topluluklarının bazı kaynakları, Zeta Reticuli veya benzerleri gibi, onları “yıldız sistemleri” ile ilişkilendirmeye çalışmak tarzında bir eylemde bulunur. Her ne kadar düşman da yoğun bir şekilde dezenformasyon yapıyor olsa da, bu sınıflandırmaların içerisinde de yalanlar mevcuttur.
Bu arada UFO topluluğu, ot içip kendini kaybeden geri zekalı bir uyuşturucu kullanıcısı olmak ile aynı şey olan globohomo teorisini benimsiyor gibi görünüyorlar çünkü Zeta Reticuli’den ya da “Pleiades”ten gelen Griler hakkında olumlu şeyler söylüyorlar. Sanırım bu, 21. yüzyılın yeni trendi.
Hiç şaşmaz şekilde “Griler”, “Pleiadesliler” ve tüm bu gruplar, her nasılsa tesadüfen uyuşturucu kullanmayı, ırkları karıştırmayı teşvik ediyor, insanları ruhsal olarak her zaman yanlış yönlendiriyorlar, gerçekten ruhani hiçbir şeyin sembolü değiller.
New Age topluluğunda onları “takip eden” pek çok insan, genellikle delilikten başka hiçbir şey kazanmaz. Onların ahlaki değerleri, düşman türlerin insanlığa aşıladığı programların bir kopyasıdır, birnevi New Age güncellemesi sayesinde Hristiyanlığın 2.0 sürümünün çıkması gibi düşünülebilir. Bu da geri zekalı insanlardan oluşan büyük bir kitle yaratır, bu bile insanlara, bu uzaylıların insanlık için hiç de iyi niyetli olmadıklarını göstermek için yeterli olmalıdır.
Bilinen Eski Uygarlıklar, en önemli anıtlarını Orion ve Sirius’a, ayrıca Aldeberran’a ve diğer yerlere yöneltip tapınmışlardır. Özellikle de Mısırlılar, bu yerlerden doğaüstü ruhani uygulamalar ve gerçek ruhani bilgiler aldıklarını ortaya koymuşlardır.
Bugün “Orion”, UFOloji tarafından kötü sürüngen yaratıklarla dolu bir yer olarak tanımlanır. Ancak gerçek şu ki ORION, “Reptilianların” olduğu yer değil, YILANLARIN, yani Tanrılarımızın olduğu yerdir.
Düşman, İbranice yalanlarında ‘Yılan’ anlamına gelen ‘Nahash’ kelimesini, aşağıya inerek insanlığa “iyilik ve kötülük” ile “yaşam ağacı”[Ölümsüzlük] bilgisini veren Şeytan’ı tanımlamak için kullanır.
Düşman, burada “Yılan”ı, “Reptilianlar” dediğimiz düşman uzaylılarla ilişkilendirerek aptallığına dayandırılabilecek yanlış bir yorum yapmıştır.
“Semavi Yılanlar”, Yükselen Kundalini enerjisine sahip olan Tanrılarımız için yaygın bir unvandır, UFO analistlerinin “Reptilianları” ile hiçbir ilgisi yoktur. Herhangi bir Kadim Uygarlığın “Reptilianlar” hakkında bir tasviri yoktur, çünkü bu insanlar düşman bir grup olduklarından dolayı onlarla iletişim kurmamışlardır.
İnsanlığa yardım eden uzaylıların tasvirleri her zaman “insansı” bir yapıya sahip olmuştur ve bugünkü sınıflandırmamıza göre genellikle “Nordik” olarak görünmektedirler. Genellikle her zaman insanlar gibi aynı forma sahip olarak görünürler.
Buna ek olarak, Yahudiler açıkça “Reptilianlar” dediğimiz türle işbirliği içinde olduklarını, ruhsal gelişime düşman olduklarını ve “Yahudiler” dediğimiz ırkla müttefik olduklarını iddia etmektedir. Düşmanın özü, bu dünyadaki vizyonlarını ortaya koymak için bu “Reptilian Angels” [Sürüngen Melekler] ile ilişkilendirilir.
Sürüngenler ve dinozorlar arasındaki ilişki hakkındaki tartışmaya geri dönecek olursak, aynı genel türden olabilirler, ancak dinozorlarla akraba gibi değiller. Ayrıca hiç buralı gibi de durmuyorlar.
Reptilianlar, “Humanoid” [İnsansı] demek gibi bir şeydir. İnsan formunda olan herhangi bir şeye “insansı” denebilir. Ancak bu her neyse, kimse tam anlamıyla bilmiyor çünkü tamamen başka bir sistemden geliyor. Kim bilir, belki de kendi sistemlerinde onlara doğal başarısızlıklar deniyordur. “İnsansı” olan birçok “grup” vardır, ancak bu onların diğer tüm “insansılar” gibi arkadaş canlısı ya da “aynı” oldukları anlamına gelmemektedir.
Dünyadaki sürüngen türlerinin, yılanların, kertenkelelerin, hatta dinozorların, “Reptilianlar” adını verdiğimiz bu uzaylı türüyle pek az da olsa ortak noktaları var.
Yukarıdaki bağlantıda, onları uzaylı olarak değil de karışık şeyler olarak gören aptal insanlar tarafından çizilmiştir.
Şimdi burada önemli bir konuya geliyoruz, o da bir türün özellikleri ile özü arasındaki uygunluk yasalarıdır. Yırtıcılarla ya da Dünya’daki diğer sürüngenlerle ilgili özelliklere sahip olmaları, Reptilianların, evrimsel açıdan gözlemlenebilir merhametsizlikleriyle ya da ne denli duygusuz ve yapay olabilecekleriyle alakalı olabilir.
Bu, türlerin köpek dişine sahip olabilmesine benzer. Dişlerin evrimleşmesinin bir nedeni saldırı ve savunmadır. Eğer bir türün köpek dişleri varsa, sahip olmasının bir nedeni olmak zorundadır.
Öte yandan Griler, genelllikle insansı türlerde baş gösteren bir hastalığın semptomu olan gri renk dışında, tür içerisindeki bireylerin hepsinin aynı olması nedeniyle bireysellik konusunda eksiklik çekiyorlardır.
Üreme sisteminden yoksun olmaları da neden insanlardan, insan cinselliğinden ve zevkinden nefret ettiklerini ya da en azından çok yabancı olduklarını anlatmaktadır. Üreme için kendi türlerinden başka biriyle birleşmeleri gerekmediğinden, yapay olduklarından açıkça soğuk, duygusuzdurlar, empatiden ve duygusallıktan yoksundurlar.
Ayrıca, diğer türler arasındaki “farklılığın” da ne anlama geldiğini anlayamıyorlar çünkü kendi türleri içerisinde hiç farklılık yok.
Türlerin %99,9’unun kendi türlerinden bir birey ile üreyebildiği göz önüne alındığında, bu da onları çok özel bir tür haline getirmekte ve üreme özgürlükleri olmadığından, üretilmiş bir borg ırkı oldukları gerçeğine dikkat çekmektedir.
Sona gelirken, bu türlerin ne kadar “arkadaş canlısı” oldukları ya da bulundukları konuma nasıl “yükselmiş” oldukları, hatta bunun “pozitif” olduğu ile ilgili söylemler, UFO topluluğunun en büyük yalanlarından biridir. Bu ancak ama ancak, tür için mutlak bir çöküşün tezahürüdür. Onlar baştan aşağı tiksinç yaratıklardır. İnsanların onlardan ürktüğü gerçeğini de göz önüne alırsak, bu, onlar hakkında birçok gerçeği anlatmaktadır.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666
Kapak: Karl Bryullov, The Last Day of Pompeii.