Kaynak: JoS Forumlarında, Yüksek Rahibe Maxine’in “Satanizm’de Bekarlık” isimli vaazı ve hemen altında Yüksek Rahip Hooded Cobra’nın eklemeleri. Bu yazı da onların ağzından alıntıdır, gerektiği yerlerde açıklamalar ve eklemeler yapılmıştır.
E-gruplarda ve forumlarda bu konuda birçok farklı yazı, fikir ve benzeri şeyler var.
Bunu ne kadar altını çizerek söylesem az olur:
Satanizm’de, 2 veya daha fazla yetişkinin arasında, rızayla olan her türlü cinsellik tamamen serbesttir.
Buna porno izlemek/okumak ve benzeri şeyler de dahildir. Cinsel hayatınız sizin kişisel özelinizdir, ve nasıl isterseniz o şekilde davranmakta serbestsiniz.
Baskıyla sağlanan bekarlık/bekaret, insanlığa inanılmaz zararlar ve korkunç hasarlar vermiştir. İnsanlığın cinsellik konusunda devasa psikolojik engel ve takıntılara sahip olması çok üzücü bir gerçek.
Zorla sağlanan bekarlık zihinsel, fiziksel ve ruhani olarak son derece sağlıksızdır ve kişinin tüm varlığı için çok zararlıdır. Baskılanan cinsel istek çok sapkın ve sağlıksız şekillerde ortaya çıkar. Cinsel arzuyu bastırmak doğaya terstir. Bastırınca hiçbir yere gitmiyor.
Burada bizim eklememiz gereken bir nokta da, bu vaazlarda bahsedilen şeylerin tamamen normal, doğal içgüdüleri kapsadığı. Az sonra yazdığımız gibi göreceksiniz ki örneğin pedofili gibi tamamen doğadışı, iğrenç ve ahlaka aykırı, eğilim denmeye bile kesinlikle uymayan hastalıklardan bahsetmiyoruz. Irk karıştırma da doğadışı bir dürtüdür, bunun “ceza”sını da bunu pratik edenler ve masum çocukları çekiyor zaten.
Sağlıklı bir toplumda, hükümet kontrollü genelevler de olmalı. Nazi Almanyası bunu biliyordu ve Berlin’de hükümet kontrollü bir geneleve sahipti, ve SS birlikleri için özel genelevler sağladı.
Genelevlerin içinde fetişleri sağlıklı bir şekilde tatmin edebilme ve tatmin edici cinsellik sağlayabilme konusunda eğitimli profesyoneller vardı.
Cinsel dürtü, hayat gücüdür. Bunun rahatlatılması gerekir. Cinsel isteği bastırmak hem fiziksel, hem de psikolojik birçok probleme yol açacaktır. Kişi bir partner bulamıyorsa, o zaman da mastürbasyon elzemdir. Cinsel isteğin icabına bakılmazsa, bu sefer de rüyada ortaya çıkar. Bir nevi kapıdan kovsanız bacadan girer. Yok olan bir şey değildir.
Satanizm’de, kendiniz olmakta serbestsiniz. Şeytan bizi doğal halimizle kabul eder. Kendisi bizim ruhani gelişimimiz ve ruhlarımızın evrimini ister.
Çok düşük libidolara sahip bazı insanlar tanıdım. Hiç kimse cinsel hiçbir şeye zorlanmamalıdır. Herkes nasıl mutluysa öyle hareket etmelidir. Her birimiz bir bireyiz.
Şimdi bu konuyu kapatmadan önce burada başka bir noktadan bahsetmek istiyorum. Pedofilinin sadece Katolik Kilisesine veya İslam’a özel bir şey olmadığını bilmelisiniz. Bu inançlar için sürekli bahaneler üretmeye çalışanlar hep oldu. Evliliğin serbest olduğu Protestan mezheplerinde de hala yayın olarak tecavüz ve çocukların ve hayvanların cinsel istismarı ve çok büyük ihtimalle daha da kötüsü yaygın bir şekilde var. Buna evlenmeye teşvik edilen Yahudi hahamlar da dahil.
Yukarıda bahsettiğimiz tipler, kötü enerjilere bağlanan iğrenç, tiksinç, aşağılık ve habis programların takipçileridir. Hristiyan karakteri, ezelden beridir masum kurbanları sömürerek besleniyor. Özellikle ergenler ve çocuklar. İslam ise, bildiğimiz üzere daha da çürümüş.
Bu programlar, takipçilerine olağanüstü derecelerde suçluluk duygusu yüklemek için tasarlanmıştır. Havadan, sudan ve sudan sonra hayatın en “güçlü” öğesi olan cinsellik de, bu programlarda bilinçli olarak manipüle ediliyor.
Sık sık aklınıza cinsel düşünceler gelebilmesi de son derece normaldir. Elbette bu programların içinde, sadece düşünmek bile kişiyi “günahkar” kılar ve yine bireye suçluluk dayatılır.
Bu da “suçlu hissetmeye”, “pişman olmaya” gider. Birisi pişmanlık ve suçluluk hissettiği zaman, kolayca kahredilmenin ve lanetlenmenin kapısını açıyor demektir. Pişmanlık ve suçluluk hissetme, “cezalandırılmayı” kabul etmenin önünü açar. Cezalandırılması gerektiğine inanan bir insan, bilinçaltının derinliklerinde artık gardını indirmiş, savunmayı bırakmıştır. Bir nevi negatif enerjiye, bu şekilde “cezasını çekmeye” açık hale gelmiştir. Böyle bir insanı lanetlemek çok kolaydır.
Bu programların kullandığı başka bir taktik de, cinsiyetlerin ayrılmasıdır. Bu homoseksüelliğe teşvik eder. Homoseksüellikte yanlış bir şey yoktur, yanlış olan “yokluktan” ötürü aslında homoseksüellikle ilgisi olmayan insanları bu kadar yoksunluğa sürüklemektir. Birçoğunun bilmemesine rağmen, İslam’da homoseksüellik çok yaygındır, zira kadınlar hep “erişim dışındadır”. İslami kadınlar da hemcins ilişkilerine girmektedir. Ve tabii, elbette ki homoseksüellik bu programlarda ciddi bir “günah”, ne tesadüf! Daha da fazla suçluluk hissi, daha da fazla pişmanlık.
Bunların hepsi, kurbanları kontrol altına alabilmek için, ki Yahudiler “Tanrı”ları olabilsinler. Suçluluk hisseden kişiye bir lanet yapmaları yetiyor, kolayca ve sertçe etkisini gösteriyor.
Tekrar edelim, cinsel hayatınız sizi ilgilendirir. Kimse hiçbir şeye ve hiç kimseye köle gibi tapınmak zorunda değildir. Şeytan, köle gibi tapınma beklemez ve istemez.
Yeterince olgunlaşmış ergenlere gelince, sizler için de ruhani cinselliği önemle tavsiye ediyoruz. Tek yapmanız gereken meditasyon yapıp zihninizi açmak. Bu eş edinmek isteyen ama yapamayan yetişkinler için de geçerlidir. Ruhani cinsellik ile kişi zührevi hastalıklar, istenmeyen hamilelikler gibi şeyler konusunda endişelenmek zorunda da kalmaz.
Yani kısaca, 2 veya daha fazla yetişkin arasında rızayla olan her türlü cinsellik kabul edilebilirdir. Herkes bu konuyu önemle dikkate almalı, bunun altını cidden yeterince çizmemiz imkansız.
Bu bahsettiğimiz şeyleri diyetinize, nasıl giyindiğinize ve başka birçok şeye uyarlayabilirsiniz. Böyle şeylerde nasıl olmanız “GEREKTİĞİ” ile ilgili “KUTSAL” bir mutabakat veya “KURALLAR” yoktur. Elbette örneğin diyet konusunu ele alacak olursak sağlıklı ve sağlıksız beslenme var, giyinmede durum(unuz)a uygun ve uygunsuz giyinme var, ama günün sonunda kendi zevkinize ve amaçlarınıza göre karar vermeniz gerekiyor.
Belli diyetleri ve benzeri şeyleri “tek doğru yolmuş” gibi gösterme denemeleri daha önce bazı insanlar tarafından yapıldı, ama böyle şeyler Satanizm’e tamamen terstir. Kişi kendisine nasıl uyuyorsa öyle yemek yiyebilir, giyinebilir, seks yapabilir ve başka konularda da serbesttir.
Örneğin daha önce bazı insanlar tarafından, “pişmemiş” et yemeyi seven herkesin şu ya da bu olduğuna dair şeyler yazıldı. Ancak zaten burada da bahsettiğimiz gibi kimsenin diyeti kadar basit ve kişisel bir konu yüzünden yüzünden kimseyi Satanizm’den “aforoz etme” hakkı yoktur. Avrupa’da birçok ülkede, belli tür etler ve SADECE o türler (zira uymayan bir etle denerseniz ölürsünüz) “çiğ çiğ” yenilebiliyor. Ancak bu et kelimenin tam anlamıyla “çiğ” sayılmaz; zira bu tarz etler en az üç gün özel buzdolaplarında bekletip bir nevi “sıkılaştırılıyor”, “çiğ”likleri bu şekilde gidiyor. Bir parça “mavi” (yani çok az pişmiş) biftek veya başka şeyler yemek sizi “kötü” birisi yapmaz. Birçok güney Avrupa kültüründe hala bu da tuhaf bir şey olarak görülüyor. Ama örneğin “çiğ” tavuk yemeye çalışacak olursa, büyük ihtimalle zehirlenecek veya ölecektir.
Arka kapıdan veganlığı empoze edip öbür taraftan da onu lanetlemek de başka bir yaygın problem oldu. Sadece ot ve yeşillik yerseniz kendinizi yok etmeye mahkumsunuz, sağlığınızı kaybedersiniz.
Veganların ikiyüzlü bir şekilde kullandığı gıda takviyelerinin kökeninde her zaman hayvanlar üzerinde test edilme veya hayvan istismarı bulunuyor, veya giderken tüm denizi kirleten, yılın yarısı sezon dışı olan “lahana salata”larını veya başka bir kıtadan gelen “çilek salataları”nı taşıyan tanker gemileri… Liste uzadıkça uzar. Veganizm sağlıksız, ölümcül ve samimiyetsizdir. Bunlara rağmen birisi isterse böyle bir diyeti takip edebilir, burada bir “YASAK” bulunmamakta. Ancak böyle davranışların bir sonucu olacağını da bilmelidir.
Karbonhidratları, yağları, eti ve balık proteinini ihmal ederseniz de aynı şey olur. Birçok insan meyve veya sebze yemeyi de “unutuyor”, bu da aynı şekilde büyük bir felakettir. Sadece tek bir şeye odaklanan diyetler çok sorunlu olabiliyor.
Kişi hayatını McDonalds’da tıkınarak ve paket paket şekerlemeleri “gömerek” geçirmek istiyorsa, bunu da “yapabilirsiniz”; ama doğal ve bütünsel bir sağlık çerçevesinden bakıldığında bu aptalcadır. Bunu bu şekilde söyleriz, ancak bunların hiçbiri böyle şeyler yapacak olursanız bir ateş çukurunda herhangi bir “Tanrı” tarafından yakılıp işkence göreceğiniz anlamına gelmiyor. Ancak gerçekçi olacak olursak elbette yukarıda bahsettiğimiz yollardan giden insanların hayatlarının ve sağlıklarının zarar göreceğini de biliyoruz.
Anahtar denge ve açık olmadadır. Kişi kendi yolunu takip etmekte serbesttir, ama asla bunu başkalarına sanki bir standartmış gibi “empoze etmeye” çalışamaz. Kendiniz için en iyi olanı yapın. Bazıları sizin gibi yapmak isteyebilir, yine bazıları istemeyebilir. Bahsedeceğimiz başka bir konu da alkoldür.
Bir bardak veya kadeh içki içmek sizi öldürmez, yok etmez de. Ama sistematik ve sık olarak devam edildiğinde bu bazı insanlarda alkol bağımlılığına ve başka birçok soruna sebebiyet verebilmekte. Alkolden beyniniz eriyecek kadar, fıçıdan içermişçesine içmek aptalca olacaktır, kazalara ve benzeri şeylere de sebebiyet verebilir. Ama Satanizm’de alkol tüketimi yasak mıdır? Bir bardak bira veya bir kadeh şarap içtiniz diye “cehennemde cayır cayır yanacak” mısınız? Tabii ki hayır.
Bu tarz “yasaklamaların” imasını bile yapmak aptalcadır. Yetişkinseniz, nasıl bir insan olmak istediğinize ve nasıl bir hayat sürmek istediğinize göre kendi kararlarınızı kendiniz verin. Sürekli olarak sağlık sorunları yaşamak, vücudunuzu yıpratmak istiyorsanız bu yolu seçebilirsiniz. Yoksa daha sağlıklı yollar seçebilirsiniz. İki halükarda da hiçbir yahudi kurmacası ateş dolu çukur sizi beklemiyor. Bunu yazan bir ‘kitabımız’ da yok.
Satanizm, ne idiği belirsiz bir yahudinin size gelip nasıl yemek yemeniz, ne içmeniz, nasıl giyinmeniz, kimlerle sevişmeniz veya sevişmemeniz gerektiğini ve bu sayede “cennete” gidip gitmeyeceğinizi söylemek yerine, kendi hayatınızın kontrolünü kendi ellerinize alma özgürlüğünü size bu anlamda açık ve mantıklı bir şekilde tanıyan tek dindir. Yahudiler ve başka sözde “Doğu” inançları insanlara zorla belli diyetler ve başka birçok akıl dışı şey dayatıyor; çünkü bunları takip eden insanlara sığır gözüyle bakılıyor, özgür düşünen bireyler olarak değil. Satanizm böyle değildir. Doğaya ve Tanrılara hakaret ve ihanet olmadığı sürece ne yaptığınız sizden başka kimseyi ilgilendirmez.
“Herkesin kendi doğasının prensiplerini takip etmesine izin veririm[…]” – Şeytan, Kitab-ı Celve