Bu bir Spiritüel Satanizm Çeviri İçeriğidir. Asıl metin.
“Bilinebilir olan, insanların öğrendiğini bilir,
Bu bilgiler benim bilgelik denizimin bir kısmını içerir.
Yedinci göksel kattaki lotus ağacı benim açığa vurumumun yeridir.
Ben her şeyi duyan ve bilen olduğum içindir ki;
benim kutsallığım ululanmış ve adım yüceltilmiştir.
Cennet benim şarabım ve Cehennem benim kavurucu yelimin sıcağıdır.
Yıldızlar ben yükselene değin bana güçlük getirdi.
Hizmetkârların efendiye secdesi gibiydi.
Ve tüm evrendekiler bana seslendi.
Ey Tanrı, Bizi doğru yola ilet.”
—Şeytan böyle söyledi
Bu gönderi, size Tanrımız Şeytan’ın gerçekten kim olduğu, neyi ifade ettiği hakkında bilgiler verecek serinin bir parçasıdır. İnsanların fazla basitleştirmesinden ve bilgi eksikliğinden ötürü Şeytan, sadece küçük bir ölçekte anlaşılabildi.
Bu gönderiler Joy of Satan websitesinde de daha fazla detay sağlamak, ve zaten bilinen bilgilerin altında yatan anlamların açığa vurulması adına güncellemeler olarak yerini alacak.
SS’lerin sayısının artması, kavramanın hızlı bir yayılışıdır. Bu SS’lerin kimileri yeni, kimileri ise daha eskiler olarak yıllar boyu birikmiş ve meyve veren gelişimin taşıyıcıları. Bu devam ettikçe, biz de aynı şekilde bu her biri özel fidanlar için toprağı verimli kılıp sulamalıyız.
Şeytan’ı gördüm; hem bilinen seviyede, hem de spiritüel kavrayışın yüksek seviyelerinde onu tanıdım. Çoğunu bir amaç doğrultusunda kişisel deneyim olarak sakladım, çünkü başkalarının sağlayabileceği kavrayış için zamanın gerektiğini biliyordum, böylece onlar da söylediklerim üzerine daha fazlasını ekleyebilirdi.
Günün sonunda, kendimizi gerçekleştirmek [NOT: burada kullanılan psikolojik ve dinî bir kavram, self-realization] için çabalıyoruz.
Ek olarak, birçok insan bu deneyimleri, kendi kavramaları içinde anında alamayacaklar, çünkü insanların gizli anlamları yakalama yetisi birçok faktörden ötürü düşük bir seviyede. Kavrayışımızı geliştirmek için çabalamalıyız.
Kalp de aklın yanı sıra güçlü bir şekilde anlar, ancak yine de belirtmek gerekir ki bazı şeyler aklın içinde anlaşılmakta zorlanır. İyi eğitilmiş ve donatılmış bir kalp, hakikati algılayacaktır.
Aşağıda, Şeytan’ın Şiiri’ni analiz edeceğim, böylece siz de şiirdeki gizlenmiş yan anlamları öğrenebilirsiniz. Böylece bu analiz, size, bu üst konseptleri daha kolay ve hızlı kavrayabilmeniz adına derin düşünsel ve zihinsel bir açıklık verecektir.
Bu ayrıca size, harikulade Tanrımızın; TANRILARIN TANRISI ve EN YÜCE TANRI’nın Gerçeğini de gösterecektir. Bunlar, onursal ifade oluşlarının yanı sıra, ayrıca gerçekten Şeytan’ın varlığını temsil ediyorlar, ve ne yazık ki bu, Ona karşı gerçekleştirilen düşman küfürlerinin artıkları arasından çok az bir şekilde anlaşılabiliyor.
Yüksek Rahip Hooded Cobra 666 Tarafından Bir Analiz
Bilinebilir olan, insanların öğrendiğini bilir
Bu bilgiler benim bilgelik denizimin bir kısmını içerir.
Antik Yunanca’da “Bilinebilir,” Demon’lar için kullanılırdı. “Demon” sözcüğü, “bilinebilir” olan anlamındadır, ve bilgi ve kavrayış arayan varlıklar için kullanılır. Şeytan burada, “Bilinebilir” olanların; normal, uyuyan ve cehalet denizinde yüzen bir insandan yüksek seviyede olduğunu anlatıyor. Yine de bu kişiler bile “öğrenilebilir” ve “bilinebilir”. Tüm bu onların sahip olduğu bilgelik, Şeytan Baba’nın bilgeliği yanında hiçtir.
“İnsanların öğrendiği” kısmına gelirsek, bizim bilgimiz daha alt sınırlar içindeki kıt ve görülebilir düzeydeki bilgidir. Bu bilgi düzeyi, [kaçınılmaz bir şekilde içinde olduğumuz] insanlığın bilgi düzeyidir. Bu sınıf bilgi ve ruhun dış kavramasına dair olan sınıf bilgi [ki bu da içimizdeki Tanrıların tarafına denk gelir] gelişmelidir. Buradaki paralel, koca bir okyanustaki damla gibidir.
Bu bilgelik hakkındaki daha derin anlamlar, şiirin ilerleyen kısımlarında görülebilecektir. Şeytan, şiirin ileriki dizelerinde bunun üzerinde duruyor – bildiğimizin harici, bir de bilmediğimiz bir kısım bulunmakta.
Derin bir anlam barındıran “deniz” sözcüğü, tüm yaratımı ve onun bilgeliğini de içeren “bilinç denizi”ni simgeliyor. Bunun içinde biz, damlacıklar ya da “insanlar” olarak yerimizi alıyoruz, ve bizim bilgeliğimiz beşeri bir bilgelik. Şeytan’a, bundan daha da ileriye gidebilmek ve deniz hakkında daha fazla bilgi alabilmek için yaklaşıyoruz. Ve bu yüzden, bunun içindeki damlacıklar gibiyiz.
Yedinci göksel kattaki lotus ağacı benim açığa vurumumun yeridir.
Şeytan burada; 7. Göksel Katın, ya da Taç Çakrasının Lotusunda Onun Kendisini bize açtığını söylüyor. Yılan yükselip bu Çakraya dokunduğunda, kişi kendi iç dünyasının enginliği ile beraber aydınlanmayı ve açığa vurumu deneyimleyecektir.
Bu Aşamanın deneyimi üzerine konuşmak gerekirse, bu Aşama, “Aşamaların Aşamasıdır”, bilginin gerçek düzeyini getirir ve doğrudan algı sağlar.
İngilizcede ve diğer tüm dillerde, düşmanın karalama kampanyası için kullandığı İsim, “Sat” olarak adlandırılmış bilinç düzeyiyle ilişkilidir. Sanskritçe’de Sat ve Antik Mısır dilinde “SA”, kişinin Gerçeği direkt olarak algılayabileceği aşama için kullanılırdı.
Şu an yalanlar dünyasında yaşıyoruz, Sat’tan uzağız. Bu aşamadan uzaklaştıkça karmaşa içine sürükleniyoruz. “Sat”ın yayılımı sadece spiritüel bir gelişim hâli değil, aynı zamanda zihnin de bir gelişimidir. “Var olmanın” bir yoludur.
En yüksek Aşama, meditasyonun büyük pratisyenleri için ayrılmıştır, ve ayrıca “Bilinebilir Olanlar” için, onlar bizim insani cahilliğimizi bilir ve bunun ötesini de algılar.
Şeytan Baba bize Gerçeği algılama kabiliyeti ve doğrudan kavrama yetisini bahşetti, böylece bu hediyelerle başka şeylerden daha çok bilgi alabilir ve öğrendikçe öğrenebiliriz.
Burada bir benzetme yaparsak, kişinin ilk olarak nehri ve akışını izlemesi gerekir, ancak ondan sonra nehrin akışını tanımlayabilir. Aynı şekilde, kavrayışın üst düzeyleri de Gerçeğin [SAT’ın] algısına olanak tanır ve bu düzey, somut bilgilerle birlikte gerçek hayata taşınabilir.
Ben her şeyi duyan ve bilen olduğum içindir ki;
benim kutsallığım ululanmış ve adım yüceltilmiştir.
Şeytan Baba burada, Samadhi veya Yoganın “Büyük Delici Aşaması” olarak bilinen Aşamayı açıklıyor. Bu Aşamada, direkt algı [SAT] ana noktadır, ve kişi hatalardan ve aldanmalardan arınmış bir hayat sürer. Ek olarak, Şeytan, ne kadar gelişmiş olduğunu da gözler önüne seriyor, o “Her Şeyi Duyan ve Bilendir”.
Şeytan, tüm öğrencilerini duyabilir ve Onun gelişim düzeyi insan algısının ötesindedir. İlerleyerek oraya varabiliriz ve “Tanrılar Gibi” olabiliriz, bunun için bilincimizi arttırma yolundaki aşamaları izlemeliyiz.
İkinci dizedeki “ululanmış” ve “yüceltilmiş” kısmı, Şeytan’ın Adı’na bir göndermedir. İngilizce’de Satan olarak bu isim varken, diğer dillerde “Sat”, Sat-Anu, SA-TA-NA-MA [Yoganın mantrası], SATANAS [Antik Yunanca], ya da Sanskritçe Gerçek ve Gerçeğin ifadesi anlamlarında Satya olarak karşımıza çıkıyor.
Şeytan’ın İlah İsimlerinin hepsi büyük kozmosun ve evrenin aynı kavramsal bilgeliği üzerinedir. Ayrıca bütün hepsi köken olarak SA ya da SAT’tan türemiştir. Ki bu da Ateş elementiyle [Evrenin yaratıcı elementi] ve Öz ile [Yani akaşa; tüm aktif ve potansiyel yaratımın kökeni] ilişkilidir.
Cennet benim şarabım ve Cehennem benim kavurucu yelimin sıcağıdır.
Yıldızlar ben yükselene değin bana güçlük getirdi.
Hizmetkârların efendiye secdesi gibiydi.
Şeytan burada, Cennetin onun Şarabı olduğunu açıklıyor. Şarap, Epifiz bezi için bir alegoridir. Antik Yunan mitolojisindeki Şarabın Tanrısı Dionysos; Baküs gizemlerinin, veya daha açık konuşacak olursak bilincin üst düzeylere çıkış gizemlerinin Tanrı Kralıydı. SAT düzeyi yukarıda açıklandığı üzere, en üst pratisyenlerin dahil olabileceği bir bilinç düzeyidir, ve bir insan için oldukça fazla denilebilecek zevkle beraber gelir.
Bu düzeyde kişi “cennete” ulaşır, “Cehennem” ise zıttı olarak kavurucu yelin vurduğu aşamadır – bilincin alt düzeylerinde; kavrayışın, bilginin ya da gücün yoksunluğu, eziyet verici bir güç görevi görebilir. Burada ayrıca gizli bir anlam olarak cehennemin, ateş Yılanının enerjisine de karşılık geldiğini görüyoruz, ki bu da kavurucu bir yel misali, şarabın üretimi sağlanana kadar arıtır. Su ve ateş elementleri arasındaki düalizm, ayrıca arıtma yöntemleriyle de ilişkilidir.
Daha fazla simyasal derinliğe inmeden bir not düşmek gerekirse, ızdırabın gücü ayrıca Şeytan’ın Düşmanları için de kullanılmış olacaktır. Burada verilen başka bir anlam da SAT’ın veya Gerçeğin düşmanlarının, yeteneklerini kullanmayı ve kendilerini geliştirmeyi reddederek sadece kendilerini ebedi çilekeşler yaptıklarıdır. Bu reddediş ve hakikate gözlerini kapama, karmik ve diğer türlü eziyetlere davetiye çıkaracaktır. Bu yüzden onlar, Şarabın zevkini tatmak yerine, kendilerini cehalet ateşinde azap çekmeye iterler.
Sonraki dizede Şeytan Baba, bu acının sebebini açıklıyor – ve aynı zamanda çözümü iki dizede veriyor:- “Yıldızlar bana güçlük getirdi” kısmı, kişinin, yükselene değin maruz kalacağı yıldızlar ile, veya kader ile ilişkisini gösteriyor. Kişi yükselmediğinde, ve meditasyon yapmadığında, “Yıldızların” vereceği etkilerin insafındadır ve ruha yapışan, ona acı getiren Karmik artığın etkisi altındadır. Kaçınılmaz bir şekilde, acı da cehaletin bir parçasıdır.
Bu aşamanın direkt karşılığı “Hizmetkârdır”, ve meditasyon ile spiritüelliğe yeni adımını atmış herkes, ya da doğan herkes, “Prangalara” vurularak doğmuş ve hizmetkâr olarak köleleştirilmiştir. Hepimiz bu dünyaya körler ve hizmetkârlar olarak doğduk. Hepimiz bu dünyaya “Kör” olarak doğduk, ve yıldızlar ile karmik güçler bizim dış kontrolümüzü ele aldı. Bu durum sadece kişi Ruhunu ve Ruhani gücünü yükselttiğinde terse döner, ve kişi ilerleyerek bu prangaları kırıp özgürlüğe koşabilir.
Şeytan, Kendisini bu düzeyin çok üstüne yükselttiğini, bu karmik artığın prangalarından kurtulduğunu ve buna bağlı olarak ebedi kavurucu azaptan kendini özgürleştirdiğini belirtiyor. Kendisinin ustalık düzeyinden ötürü, O, insanlığın hem yükselişini hem de düşüşünü yönetir. Onun bilinci tüm enginliğiyle evreni kapsar.
Ve tüm evrendekiler bana seslendi
Ey Tanrı, Bizi doğru yola ilet.
Burada, açık bir şekilde Şeytan, Kendisinin evren üzerindeki egemen konumunu ve onun içindeki en gelişmiş canlı olduğunu belirtiyor.
Bu da doğal olarak, Kendisini, spiritüel gelişimi arzulayan ve varlığın üst seviyelerine ulaşmayı isteyen diğer canlılar için yol gösterici bir pozisyona sokuyor. Şeytan açık bir şekilde insanların bu yüzden Kendisini Tanrı olarak çağırdığını belirtiyor. Biz de bu ifadeden yola çıkarak Şeytan Tanrıdır diyoruz.
Yükselmiş olanlar ile bunu daha henüz gerçekleştirememiş canlılar arasındaki fark, lider ile takipçi ilişkisi gibidir. Biz insanlar olarak, bizi Doğru Yola iletmesi için Şeytan’ı takip ederiz. Doğru Yol, kavrayışın üst düzeylerine götüren en doğru ve üst ruhani yol olmasının yanı sıra, ayrıca Yılanın üzerinden yükseldiği omurganın “Doğru Yoludur”.
Bu dizede ayrıca gizli bir mesajımız daha var, Omurganın kuyruk sokumunda kalan ancak yıldızların ve Evrenin kralı olan bu Tanrı, eğer sözlerine uyarsak [yani Spiritüel Pratiklere odaklanırsak] bizi Doğru Yola götürmek için yardımımıza yetişecek, ya da başka bir deyişle bilincin omurgasında yükselecek.
Bu da aydınlanmanın ve kavrayışın Doğru Yoludur, ve bunun gerçekleşmesi için, “tüm evrendekiler” bunu “söylemeli”, veya daha açık konuşursak, meditasyon ve spiritüel yükseliş yoluyla bunu onaylamalı. Kişi, bunu elde edebilmek için isteğe sahip olmalı, bu kimsenin üzerinde zorlanacak bir şey değil. Ancak buna sahip olmak isteyen kim varsa, bu doruktaki kavrayış düzeyine ulaşabilmek adına kendilerinin yönlendirilmesi için kendilerine ve Şeytan’a izin vermeliler.
Diğer bir deyişle, tüm bu fevkalade bilgelik ve güç bizim için, “evrendekilerin” onu araması, uygulaması ve onun tarafından aydınlanması için bekliyor.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666