Bu bir Spiritüel Satanizm Orijinal İçeriğidir.
Arkeolojik, bilimsel, mantıksal ve dilbilimsel kanıtlarla Şeytan‘ın diğer bilinen Antik Tanrılarla olan ilişkisini ve Şeytan‘ın “Ebedi Gerçek” anlamına geldiğini göreceksiniz. Böylece ilk bakışta tuhaf gelebilecek “Şeytan GERÇEK’tir” başlığımızın arkasındaki anlamı anlayabileceksiniz.
DNA sarmalıyla ilişkilendirilen kadüse (caduceus), Sümerlerden gelmedir ve antik dünyanın her yerinde rastlanabilir. Genellikle bir asa (omurilik/sushumna enerji kanalı) etrafına sarılı, tepesinin iki tarafında da kanatlar (beynin iki yarımküresi/ruhun iki yarısı) ve kanatların arasında da epifiz bezini veya içsel Güneş ve psişik gücü temsilen bir çember olan iki yılan (merkezi sinir sistemi / ida ve pingala enerji kanalları) olarak tasvir edilirdi. Bu amblem temelde genetik mühendisliği kullanarak bizim ilkel atalarımızın genlerine kendi genlerini katarak daha hızlı evrimleşip çoğalmalarını sağlayan Enki/Şeytan‘a aittir. Ve bu hem son derece ruhani, hem de ancak modern bilimle anlam ve önemini tekrar kavramaya başladığımız sembol, İbrahimilerin aptal, gelişmemiş barbarlar olduklarını iddia ettiklerinin aksine antik uygarlıklarda sık sık kullanılmıştır.
Bu sembol zamanda da Tanrı’nın (Enki’nin) kutsal esansı olan Kundalini’yi de sembolize eder. Sümerlerde de “Kundalini” “yaşayan varlıkları canlandıran (canlı tutan) esas güç” olarak tanımlanırdı. “Satan”ın Sanskritçe özüne bakılırsa “Sat”ın anlamlarının birkaçı da “Gerçek Öz”, “canlıları yaşatan şey” ve “üstün varlık” anlamına geldiğini anlaşılabilir. “Sat” varlığa sebep olur ve “Tan” da evrime ve değişime yol açan güçtür.
Şeytan “Tanrılığın sırları”nı DNA’mıza kodlamıştır. “Yılanı Yükselt”mek, yani Kundalini Yılanı’nın tam ve bütün bir şekilde aktifleşmesi Magnum Opus’a yol açar – Tanrılığa Evrim. Sonsuz Hayat. Ölümsüzlük Armağanı. Gerçek yaratıcımızın en başından niyeti buydu.
Başka bir yazıtta ise (Enki‘yle yakından ilişkilendirilen ve yine Onun anıldığı isimlerden biri olan) Melek Taus’un insan genomundan sorumlu olduğu belirtiliyor. DNA, 4 bileşimden oluşur: Adenin, Timin, Guanin ve Sitozin. Sınırsız çeşitliliğe sahip şekillerde eşleşebilip yerlerine bağlı kalırlar. Hinduizm’de Sanat (Şeytan‘ın doğudaki ismi, aynı zamanda Satan’ın bir anagramıdır), Melek Taus’la bağlantılıdır. O insanlığa “4 Kumara”yı (Sanaka, Sanatana, Sanandana ve Sanatkumara), ya da başka bir deyişle “Brahma’nın 4 Oğlu”nu vermiştir. Bunlardan beşincisi ve diğer dördünün kaynağı olan “sonsuz” bir güç kaynağı olan “Eter” için bir isimdir. Elementler tüm varlık için vazgeçilmezdir ve ruhu oluşturur.
Bu ve bunun gibi objektif kanıtlar yalnızca belirli bir coğrafyayla sınırlı değildir. Mısırlılar da Şeytan‘ın, Satan’ın kutsiyetini biliyordur:
“Ben yılları sonsuz olan yılan Sata’yım.
Yatıp ölürüm. Her gün tekrar doğarım.
Ben dünyanın en derin köşelerinde dolanan Sa-en-ta yılanıyım. [1] Yatıp ölürüm. Doğarım, yenilenirim, her gün gençliğimi yenilerim. [2]“
– M.Ö 1700+, Mısır Ölüler Kitabı.
Bu alıntı da, “her gün gençliğini yenileyen” kutsal yılan Sata’ya Eski Mısır göndermesidir. Tıpkı Mezopotamya, Proto-Hint-Avrupa kıtası ve daha nicelerinde de olduğu gibi bu da Yılan Tanrı Şeytan‘a referanslar içeren kadim literatür örneklerinden sadece biridir.
[1] “Ben dünyanın en derin köşelerinde dolanan Sa-en-ta yılanıyım.“, ana enerji devremizin en derin noktasında, omuriliğimizin kökünde sarılı bir biçimde bulunan yılan olan Kundalini Yılanı’na açık bir referanstır.
[2] “Doğarım, yenilenirim, her gün gençliğimi yenilerim.” Mısır ile diğer medeniyetler arasındaki coğrafi mesafeyi bile düşünürsek, bu binlerce yıllık Kundalini Yoga geleneğindeki en kadim ve kutsal mantra olan Sa-Ta-Na-Ma ölümsüzlük mantrasıyla tıpatıp aynıdır. “Sa” “doğuş”, “Ta” “yaşam”, “Na” “ölüm” ve “Ma” da “yeniden doğuş” anlamına geliyor. Ki bu mantranın, bu kutsal ismin genleri onardığı, gençliğe gençlik kattığı da saptanmıştır.
Etimolojik kanıtlar da, Spiritüel Satanizm’in iddia ettiği her şeyi kanıtlar niteliktedir. En eski uygarlıklardan biri olan Sümerler, en eski dillerden biri olan Sanskritçeyi kullanmışlardır. Dillerinde Şeytan‘la alakalı kelimeler ne anlama geliyor?
Sanātana[ḥ/m//ā] = Kadim/Ebedi/Sürekli/Baki/Kalıcı
“Ben vardım, şimdi de varım ve hiçbir zaman sonum olmayacak.“ – Şeytan, Kitab-ı Celve
Sanātan[aḥ] Dharmaḥ = Hinduizmin kadim yazıtlardaki öz tanımı. Ebedi, kadim dharma’dır.
“-ya/-yae”, “gitmek” anlamına gelen “yāti” fiiline aittir.
Ama “Rāmāya namaḥ” veya “Aum namaḥ Shivāya” gibi mantraların sonundaki “-āya” aslında ismin -e hâlidir. Namah “hürmet” veya “selamlama” anlamına gelir. “Rāmāya namaḥ” = “Rama’ya Hürmet/Selam Olsun!” Bu aynı zamanda ağırlamalarda kullanılan “namaste” (“Sana hürmetler olsun!”) ve “namaskaroti” (Birisine hürmet göstermek. “Karoti” “yapmak” anlamına gelir.) gibi kelimelerde de bulunur. Pek çok Sanskritçe kelime orijinal olarak diğer Hint-Avrupa dillerindeki gibi “s” ile biterdi, ama genel kullanılan formunda “s”, “h”ye indirgenmekle birlikte kelime birleşimlerinde “s” olarak kaldı. Bazen bu “s” bitişi “r” de olurdu. Örneğin “bahiḥ” (= “Dışarıda, dışarıdan olacak bir şekilde”) “bahir” oldu. “Bahir” kelimesi İbranicede de bulunur ama onların dilinde “parıldayan” anlamına gelir.
“Namaḥ”ı “isim” anlamına gelen “nāman” ile karıştırmayın. Sata nāma[n] = Gerçek İsim.
“Satya” da “Gerçek” anlamına gelir.
Sonuç olarak Satan, yani Şeytan Gerçek’tir. Ebedi, Mutlak Gerçek’tir. Objektif olarak sunulan bütün kanıtlar da buna işaret etmektedir.
Bununla birlikte Dünya’nın hemen her yerinde birbirine çok benzer, sarı saçlı, mavi gözlü Aryan Tanrı tasvirleri ve heykelleri de son derece dikkat çekicidir. Aynı zamanda birbirleri arasında yüzlerce, bazen binlerce yıl, hatta on binlerce kilometre bulunan antik uygarlıkların hepsinin hem Tanrı tasvirlerinin, hem de kullandıkları ruhani sembollerin aynı olması da dışarıdan bir müdahale ile bu hâle geldiğimizi kanıtlar niteliktedir. Birbirinden bu kadar farklı dil ve kültüre sahip bu kadar halkın neredeyse evrensel denebilecek ortak sembollere ve tasvirlere sahip olmasının en mantıklı açıklaması budur.
En nihayetinde bilimsel, ruhani, tarihsel, dilbilimsel ve mantıksal kanıtlarıyla Şeytan Gerçek‘tir.
Kapak: William Dyce, Neptune Resigning to Britannia the Empire of the Sea.