Bu bir Spiritüel Satanizm Çeviri İçeriğidir. Asıl metin.
JoS Bağışçıları için olan 2. PDF hazır. Yakında, ben içindeki her şeyin %100 yerinde ve doğru olduğundan emin olduğumda herkese dağıtılmış olacak.
Her zaman olduğu gibi, bunun içerisindeki materyal, fevkalade bir değerde olacak.
Bu işi mümkün kılan herkese teşekkür ederim.
4. Makale, Pisagor Altın Dizeleri: Dize 1
Altın Dizelerin bu kadar önemli olmalarının nedeni, Tanrıların en iyi takipçilerinden olan Pisagorcuların “İncili” olarak bilinmesinden kaynaklanıyor.
Bu dizeler, son derece yüksek spiritüelistler ve mistikler olan Pisagorcuların önceliklerini oluşturmada onlara kılavuz görevi gördü.
Pisagor, Pisagorcuların önderi.
1. Dize:
“Ἀθανάτους μέν πρῶτα θεούς, νόμωι ὡς διάκεινται, τίμα καί σέβου ὅρκον ἔπειθ’ ἥρωας ἄγαυούς τους τέ καταχθονίους σέβε Δαίμονας, ἔννομα ῥέζων σούς τέ γονεῖς τίμα τούς τ’ ἄγχιστ’ ἐγγεγαῶτας. τῶν δ’ ἄλλων ἀρετῆι ποιεῦ φίλον ὅστις ἄριστος.”
HPHC 666 tarafından çevirisi: “Her şeyden önce sen, sen Ölümsüz Tanrıları onurlandırıp onlara saygı duymalısın, çünkü sen onların koyduğu ve düzenlediği yasalar içerisinde yaşıyorsun ve bunlar her şeyi kapsamaktadır, ayrıca sarf ettiğin yeminlere de saygı duymalı ve onurlandırmalısın. Sonrasında, kutsal kahramanlara ve ktonik Demonlara saygı ve hürmet duymalısın. Ayrıca ebeveynine ve yakın akrabalarına da saygı duymalısın, ve arkadaşın olacak soylu kimseleri her daim aramalısın.”
HPHC 666 tarafından yorumlama:
Evrenin ilk ve ana nedeni, kendisinden Ölümsüz Tanrıları, bizim Tanrılarımızı doğurmuştur. Burada Tanrıların, bizim takip etmemiz ve saygı duymamız gereken evrenin yasalarını şekillendirdikleri açık bir biçimde deklare edilmektedir. Onur, geniş anlamlı olarak hem riayet, hem de derin anlayış olarak kendisini göstermektedir, ancak aynı zamanda bütün yaratılışı kapsayan Yüce Tanrılara olan sorumluluklarımızın yerine getirilmesi anlamını da taşımaktadır.
Ölümsüz olan Yüce Tanrılar, bu yaratılıştaki ilk olanlar ve en yüksek düzeyde olanlardır.
Antik Yunanca’da, ΔΙΑΚΕΙΝΤΑΙ sözcüğü hem düzenin sağlanması, hem de kişinin bu düzende komuta edildiği anlamına gelmekteydi, ve ayrıca bununla birlikte bu yasaların her zaman her şeyi kapsadığını da göstermekteydi. Bu yüzden, kişi yukarıda bahsi geçen doğa yasaları gibi regülasyonların üstünde olduğu illüzyonundan kurtulmalıdır. Biz bunların içinde varlık gösteriyoruz ve bunlarla barışık olmalıyız, çünkü bu yasalar açık bir şekilde bizim güçlenmemize ve keşfetmemize yardımcı olmak için konulmuş yasalar.
Kabul ve reddediş üzerine olan özgür irademiz; içinde “yapmamak adına özgürsün” unsurunu barındırmayıp emredici karakterde kullanılan TIMA ya da “Onur” sözcüğü gibi her daim kabul tarafına konulmalıdır. Buradaki Pisagor dizesi Gerçeği dillendiriyor, varoluş yasaları gözardı edilemezler – ve gözardı edilemez oluşlarından ötürü, esasen biz de onlara saygı duymakla yükümlüyüzdür. Öbür türlüsünü yapmak için özgür irademizin bulunduğu inancı, yanlış kavrayıştan ya da kendimizin yanlış egoizminden doğan bir yanılsamadır. Ayrıca onurlandırmak, aslında bu onurun öznesiyle ilişki kurma işlemi de olduğu için, varoluşun daha yüksek ve daha “soylu” tarafına yükselebileceğimize dair gizli bir mesaj da yer almaktadır.
Bu yasalar, bizim iyiliğimiz ve güvenliğimiz ve aynı zamanda gelişimimiz için konulmuş yasalar olduklarından, onlara uymadan insanlık kaybolur gider.
Bu yasalar, her gün beslenmemiz gerekişinden tutun, içsel arınma ve kavrayışı arttırma gibi ruhani yasalara kadar uzanmaktadır.
Bu yasalara uyma düzeyine bağlı olarak yükseliriz, ve bunlara karşı olan umursamazlığımız da alçalmamıza ve düşüşümüze neden olur. Bu bir ceza olarak kendini göstermez, kendi seçimlerimizin bir sonucudur. Ayrıca burada anlamamız gereken gizlenmiş bir anlam da, bu konuya ve başlığa yönlendirdiğimiz ilgi dolayısıyla onurlandırabileceğimiz şeye nihayetinde ulaşabileceğimizdir. Onurlandırarak, daha yüksek, daha ruhani ve daha yüce olanla temasa geçer, dolayısıyla da kendimizi bir birlik durumuna getiririz, ta ki giderek daha da fazla kavrayıp “O” olana kadar.
Tanrıların koyduğu bu yasalarca kuşatılmış bir şekilde yaşıyoruz. Onlar ki “ölümsüzler” olarak anılmış ve kati suretle varoluşun “fani” tarafından olmayanlardır. Buradaki ilk ve ana ayrım Tanrıların ölümsüz oluşudur, bu nedenle, bizlerin bilgisizliğimiz döneminde tabi olduğu yasaların onlara etki etmediği, bilincin en yüksek evresinde yaşarlar. Biz bocalayabiliriz, ancak onlar ise bizim aksimize bunu aşmışlardır.
Evrenin hiyerarşisi içinde Kahramanlarımız var, veyahut da Yükselmiş ruhlar ve Yüce Olanlar, ve aynı zamanda yeryüzündeki ikametlerinden ötürü Ktonik nitemi verilmiş Ktonik Demonlar. Buradaki kastedilen anlam, yasaların daha doğal olan, bizim dünyamıza yakın tarafını yöneten Demonlardır. Bunlar hem tanrılaştırılan hem de yüceltilen varlıklardır, ancak yine de hiyerarşik yapıda Tanrılar, onların da üzerlerinde yer almaktadır. Bütün bunlara saygı duyulmalı ve hürmetle anımsanmalıdır. Böylece öykünüm süreci başlar ve kademeler arasındaki yükselişimizde bize yardımda bulunur.
Hiyerarşiden aşağıya indikçe ve “bizim” bulunduğumuz yere yaklaştıkça; ailemizi, atalarımızı, önceden gelmişleri, yakın akrabalarımızı onurlandırmamız gerektiği söylenmiştir, onlar bizi bulunduğumuz yerdeki seviyeyle ilişkilendirir. Onlara saygı duymalıyız, ve bu saygı çift taraflı olmalı. Kişinin ebeveynini ve atalarını onurlandırma düşünce yapısının içinde, aynı zamanda Tanrıların kendisine kadar uzanan uzun bir yaşam zincirinin parçası olduğumuza dair egemen Antik Yunan düşünce yapısı da vardır.
İnsanoğlu olarak, öncelikli olarak içinde fanilerin bulunduğu bu düzeyin ilk boyutundan, evrenin hiyerarşik yapısının en alt seviyesinden başlıyoruz. Bu boyut içinde yükselmek için kişi yukarıya doğru bakmalıdır. Açık bir biçimde her şeyden önce hiyerarşik yapı konusunda eğitiliriz, yani bu algı, bu kavrayış yoluyla bizim kafamıza kazınır ve aynı zamanda ne kadar yükseklere ulaşabileceğimiz konusunda da huşu duyarız.
Bir insan ilerleme kaydettiğinde, hâlâ fanilerin yasaları altında kalır. Bazen bunlar “Ölümlü Tanrılar” olarak adlandırılırlar. Başka bir deyişle, üstünden gelinmesi gereken tamamlanmamış bir aşamadadırlar. Bu ölümlü Tanrılar, kahramanlardır.
İçinde bulunduğumuz bu evre genişletilebilir ve daha güçlü olabiliriz, ve bilgisizliğimiz de özümüzü ve ilgi odağımızı daha yüksekteki varlıklara döndürüşümüzle aşılabilir.
Bu nasıl yapılır? Kendi benliğimizin, yüksektekiyle temasa geçmesi yoluyla. Sonrasındaysa, önümüze koyulmuş bu onurlu yolu süreç boyunca adımlamalıyız.
Adanmamız, bu varoluş düzeyinden yukarıya tırmanmak için kavrayışımızı, uygulayışımızı, ve özen dolu emeğimizı odaklamamız için bir çeşit sözleşmedir. Her sözleşmede olduğu gibi, buna da uymalıyız, zira biz bu sözleşmenin buna en çok ihtiyaç duyan tarafıyız. Bunu onurlandırdıkça, aynı zamanda Tanrıları da onurlandırıyor, kendimizi onların onuru içinde yükseltiyor, kendi benliğimizi tanrısallaştırıyoruz.
Diğerleriyle ilişkiler ve bağlar kurmamızdan ötürü, aynı şekilde eşin dostun da bahsi geçmekte. Onların Soylu oluşlarına odaklanmalıyız, yani bu yolda bize yardımcı olabilecek kimseler olmalılar. Bu oluşumun bir emsali de bizzat Joy of Satan gruplarıdır. İletişim ve hatta arkadaşlık bağları aracılığıyla, her birimiz yolu beraber adımlıyor ve kendi içimizde ilişkiler kuruyoruz.
Anlayabileceğimiz üzere, yükselişe geçmiş saçma sapan bireyselliğin aksine, burada özellikle aydınlanmanın diğer insanları reddedişle değil, bilakis, düzgün insanlarla düzgün birliktelik yoluyla olduğunu söylemekteyiz.
Şimdi, bu dizede, neden sevgi gibi diğer kelimeler kullanılmamış da sözcük seçimleri bu şekilde?
Burada seçilmiş olan sözcükler Onur ve Saygı, “sevgi” ya da diğer bahse konu sözcükler değil. Sevgi anında gelemez. Özenli bir çaba ve anlayış gerektirir. Sonralardan, zamanla yetişir.
Bunun nedeni, bizim varoluşumuzun ilksel evresinde, ne sevgiye ne de herhangi bir şeye dair henüz tam bir kavrayış ve bilgi geliştirememiş oluşumuzdur. Biz ciddi bir ilerleyiş kaydettiğimizde ve Tanrıların ilahi anlayışının alıcıları olduğumuzda, sevgi o zaman, sonralardan kavranır. Bu, evrimleşme ve zaman gerektirmektedir.
Bu nedenden ötürü, bizler, anlayışa doğru harekete geçmiş, riayet eden kimseleriz; ve eğer saygımız varsa, ilk adımlarımız için bu kadarı yeterlidir.
Sevgi ve daha derin anlayış zaman içinde ulaşır, yine de ilk ve birincil düzeyde, saygı duyma ve onurlandırma anlayışını, temel yapıtaşı olarak kullanmalıyız. İlk bloktan başlayıp, sonsuza dek yukarı çıkarız.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666