Astrolojiye giriş 2
Elementler çok önemli demiştik. Bir elementin temsil ettiği şeye bakarak büyük olaylar tahmin edilir. Astrologlar verimliliği, topraktaki veya denizdeki tehlikelileri, kıtlıkları, afetleri, kazaları temelde elementlere bakarak değerlendirirler. Astroloji yalnızca kişilik okumada ya da bir kişinin hayatını tahmin etmede kullanılmıyor ne de olsa. Elementler ve nitelikler her şeyin temelini oluşturuyor. Gezegenler belirli elementlerle ilişkili. İlişkileri ise yöneticilikleri ve yücelimlerine göre belirleniyor.
Güneş asıl eril enerjiyi temsil ediyor ve Ateş grubuna hakim; çünkü Aslan’da yöneticiyken Koç’ta yücelimde. Ay asıl dişil enerjiyi temsil ediyor ve Su grubu Yengeç’te yönetici iken Toprak grubu Boğa’da yücelimde. Venüs dişil gruptan Toprak Boğa ve eril gruptan Hava Terazi’yi yönetiyor; dişil gruptan Su Balık’ta yüceliyor. Mars eril gruptan Ateş Koç’u ve dişil gruptan Su Akrep’i yönetiyorken dişil gruptan Toprak Oğlak’ta yücelimde. Detaylarını sitedeki yazılardan inceleyebilirsiniz ve Işıklar (Ay ve Güneş) hariç hepsinin 2 burç üzerinde yöneticilik sahibi olduğunu göreceksiniz. Elementlere göre kendilerini ifade ediş şekillerinin değişim gösterdiğini fark edeceksiniz.
Element uyumları çok önemli. Bir kişinin başka bir kişiyle, hatta yaşadığı ülkeyle bile uyumu buradan anlaşılır.
Eril gruplar kendi içinde, dişil gruplar ise yine kendi içinde uyumludur. Böylece bir element diğeriyle beslenebilir; kendini ifade ederken zorlanmaz. Her elementin karakterini aslında ilk 4 burçla daha iyi anlayabiliriz.
Ateş: Saf eril enerji. Yaratım gücü, yaşam enerjisi, canlılık, etkenlik. Koç gibi “ilk”likle alakalı.
Toprak: Korumakla, üretmekle, sabitlikle, materyalle alakalı tıpkı bir Boğa gibi.
Hava: Zihinsel aktiviteler, iletişim, ulaştırmak, konuşmak, dinlemek, zeka. Tıpkı bir İkizler gibi.
Su: Saf dişil enerji. Alıcılık (suyun hafızası vardır), pasiflik, edilgenlik, duygular, sezgiler, akış. Yengeç gibi tamamlayıcılıkla, besleyicilikle alakalı.
Elementler gerçek anlamda isimlerini de temsil ederler. Havanın gerçekten havayı, gökyüzünü, nefesi, solumayı, Covid gibi, grip gibi solunum yolu rahatsızlıklarını; havada uçan kuşları, uçakları, pilotları; yere basmamayı (Horary’de önemli bir gösterge) temsil etmesi gibi. Öncü burçların başlattığı şekilde mevsimler elementlere yerleşiyor. Hava, Terazi’nin öncü olması sebebiyle sonbaharla alakalı. Ateş ilkbaharla alakalı; Su yazla alakalı; Toprak kışla alakalı. Ateş gerçekten ısıyı, sıcaklığı ve bunlarla alakalı her şeyi temsil eder. Güneş’i temsil ettiği gibi volkanları da temsil eder. Ateşli hastalıkları, ilk element olması sebebiyle beyinsiz, en düşük yaşam formlarını (böcekler, mikroplar vs), kızgınlığı, şiddeti, öfkeyi; yanıcı ve yakıcı maddelerle alakalı kazaları temsil etmektedir. Su genel olarak bütün suları (okyanuslar, evinizdeki musluk vs), sıvıları, tsunami gibi afetleri temsil ediyor. Sizler bunu genişletebilirsiniz element ilişkilerine bakarak. Toprak gerçekten toprakları, binaları, yıllanmış kurumları, parayı, materyali, karadaki depremleri vs temsil ediyor.
Bazı açılar daha zorlayıcı, bazıları daha kolaydır. Zorlayıcı açılar kare (90lık), karşıt (180lik), 150lik; ve daha az etkili olan 135lik, 45lik, 30luk açılardır. Kolaylık açıları ise üçgen (120lik), sekstil (60lık); ve daha az etkin olan bQ (biquintile) ve Q (quintile) açılardır. Kavuşum ise en güçlü açı olarak gezegenlerin karakterine göre değişir.
Üçgen ve sekstil açılar aynı ya da uyumlu element karakterinde olduğu için bir kolaylık, olumluluk belirtisidir. Bu sadece açının zorlayıcı olmamasıyla alakalı. Bu açıların kolaylık verişinin mesela bir bağımlılık, kişinin kendini uyuşturmaya yatkınlığı söz konusu olduğunda engelleyici etki vermeyeceğini düşünürsek her zaman iyiliğe köprü olmuyorlar. Yoğun bir 12. ev veya Balık yerleşimine güçlü konumlanmış bir Satürn’ün karesi veya karşıtlığı haritalarda şükredilecek bir etki olarak çalışabilir. Çünkü kişinin gerçek hayattan kopmasını, bağımlılık geliştirmesini, kurban psikolojisine girmesini engelleyebilir. Bunlar elbette en temel seviye konular değil; sadece açıların olumlu veya olumsuz değil de zorlayıcı ve kolaylık sağlayan açılar olarak aktarılma sebebine değinmek istedim. Örneğin üçgen açıda öyle bir kolaylık vardır ki, bu açı güzel konumlanmış iki gezegen arasında karşıt veya karenin aksine doğal bir akışı temsil eder. ASC ve Neptün arasındaki üçgen açı kişiye büyüleyici dişil bir güzellik verebilir. Tıpkı büyüleyici bir sinema sanatçısı gibi. Aralarındaki açı kare olduğu zaman kişi kendini göstermekte zorlanabilir, girdiği ortamlarda melankolik bir yabancı gibi durabilir. Güneş ve Neptün karşıtlığında kişinin babası varken yoktur; alkolik veya madde bağımlısı olabilir; yalancı bir adam olabilir; ailenin bir parçasıymış gibi hissettirmeyebilir çocuğuna. Güneş ve Neptün’ün olumlu açısında kişinin babası sanatçı olabilir; sanatçı zekaya sahip olan haritanın sahibi, bunu babasından almış olabilir örneğin. Venüs ve Plüton kavuşumlu bir kişi ele geçirmek, tamamen sahip olmak gibi çok yoğun, çok tutkulu bir ilişki anlayışına sahip olabilir çünkü Venüs artık Plüton etkisindedir burcu her ne olursa olsun. Seks bu insanlar için sevginin yegane gösterme biçimidir. Güneş ve Satürn arasındaki kare açı kişinin otorite figürleri baskısı ya da fazla sorumluluklar sebebiyle yaşam enerjisinin düşük olmasını, genel olarak sağlığının sorunlu olabileceğini gösterebilir. Yine baba burada fazla soğuk, baskıcı ve otoritesiyle kişiyi yoran biri olabilir.
Açıların anlamları gezegenlerle harmanlanır. Hiçbir açı her zaman kişinin aleyhine ya da lehine işlemez; böyle kesin bir kural yoktur. Ancak genel olarak kolaylık açıları bir doğum haritasında yetenek vermeye yatkındır; özellikle de bQ ve Q açılar. Bir doğum haritasında kare, karşıt ve 150lik açıları kişinin mücadele alanları olarak yorumlarız. 150lik açı zaman zaman ana açı olarak kullanılmaz ancak çok etkindir. İki gezegenin birbiriyle ne element ne nitelik açısından uyumlu olduğu ve bu nedenle birbirini anlayamadıkları, göremedikleri bir açı olarak zorlayıcı açılara dahil olur. Karşıt açılarda bir ipin iki ucundan tutup çektiren iki gezegen düşünün; ağır olan gezegenin bu çekişmeyi kazanacak olmasıyla sürekli bir engelleniş, bir çekişme enerjisi vardır. Karelerde de siz hızla düz yolda koşarken birden önünüze çıkan kaya parçalarını görüp ya düştüğünüz ya ekstra enerjiyle zıplayıp aştığınız sorunlar vardır.