Evet sevgili bayanlar ve baylar, bugünkü yazımızın konusu da tam olarak başlıktaki şey. Bilgi yaymaya çalıştığım platformlarda en sık aldığım soru. Bunu soranın hangi yol veya inançta olduğuna göre çok çeşitli formlarda gelebilecek, ama esansı aynı olan bir soru. Bir Müslüman’dan “E siz Allah’a kötü diyorsunuz da kötülüğün sembolü olan Şeytan’a tapmıyor musunuz?” gelebilirken bir Ateist “E tamam biliyoruz, Allah/YHWH/”Demiurge/Jehova” kötü ama yüzyıllardır ölümü, karanlığı, yalanı ve karmaşayı temsil eden Şeytan‘a tapmak ne kadar mantıklı peki?” diyebiliyor, ve hatta kendine büyücü diyen birkaç kişiyle de konuştuktan sonra ya “Ya aslında Şeytan çok havalı ama ben birinin boyunduruğuna giremem dostum…” ya da “Olmaz, Şeytan “Üstün Yaratıcı”ya başkaldırmış bir asidir, onu kabul edemem!” derler. Bu argümanların her birine ayrı ayrı cevap verebilirim, ama bu soru veya karşılıkları ortaya atanlar hep aynı iki yanlış anlayış içinde aynı soruyu sorarlar:
“Kötülüğün sembolü olan Şeytan’a tapmak neden?”
Bu yazımda bunun üzerinden geçeceğim. Spiritüel Satanizm 101 yazımda da yıktığım tabuların bir kısmına geri döneceğiz. Birincisi Şeytan’a tapmak. O yazımda da bahsettiğim üzere Şeytan ve Şeytan‘ın diğer tüm Demon’ları (yani gerçek Tanrılarımız) herhangi bir şekilde tapınılmayı kesin bir dille yasaklamıştır. Günümüz anlamıyla tapınmak gücü kişinin kendisinden alıp öteye, beriye teslim etmeyi amaçlayan bir olgudur ve aslında kökenleri hiç de öyle eski değildir. Evet, biliyorum, şu anda okuyucu kalkıp “E Aztek’ler Güneş’e tapıyordu, ne iş bu Seytın’s Pikak?” diyebilir. Burada da tapınmanın aslına gireceğiz. Güneş’e “tapmak” ile hangi isimle geçerse geçsin YHWH’e/Elohim’e/Allah’a tapınmak arasında çok büyük farklar vardır. İki ana fark şöyledir. Güneş, YHWH’in aksine kişinin zayıf, aptal bir köle olmasını istemiyor. Güneş hiçbir şey istemiyor, çünkü sonuçta Güneş bilinçsiz. Ve de o zamanlardaki tapınma olgusuyla şimdiki tapınma olgusu çok farklıydı.
Yahudilerin yarattığı İbrahimi inançlardan önce insanlar tapınma diyince kendini ruhani anlamda geliştirmeyi (“tapınma”, orijinalinde güç meditasyonuyla ruhu güçlendirmek için bir kelimedir), Tanrılarını onore etmeyi ve onlarla çalışmayı (ama “secde etmeyi” değil) düşünürlerdi. Hatta geçmiş zamanlardaki tapınaklara bakacak olursanız buralar insanların eğilip kalktığı veya kendi dışlarında bir varlığa sığır gibi enerji gönderdikleri bir alan değil; insanların gidip kendilerini ruhani anlamda geliştirdiği, meditasyonlar yaptıkları yerlerdi. Öyle ki pek çok tapınaktaki motifler ve semboller ruhani gelişimin aşamalarını simgeler nitelikteydi, böylece de insanlar bilgi edinirdi. Ve de Güneş’in direkt kendisi de gerek astrolojide, gerek dini sembolojilerde her zaman için genellikle iyi şeyleri (Güneş’in hükmettiği şeyler: Babanız, hayatınızdaki erkekler, çocuklarınız, sağlığınız ve diriliğiniz, iradeniz, hırsınız, özsaygınız ve kendinizi ifade etmeniz, kendine güveniniz, Üçüncü [Güneş] Çakranız, kıymetli metaller, değerli şeyler, altın, otorite ve güç sahibi kişiler, zenginler ve hükümet.) simgelemiştir. Aynı zamanda da yeniden doğuş ve büyümenin simgesidir. Öyle ki Güneş mantrası hastalıklarınızı veya kusurlarınızı iyileştirmekte son derece etkilidir. Ki bunlar antik toplumlar üzerine bahsettiğim şeyler. Biz Spiritüel Satanistler olarak Şeytan’a direkt olarak tapmıyoruz. Onu Yaratıcımız olarak görüp onore ediyoruz ve seviyoruz; ama nasıl generaline selam veren bir er generaline tapmıyorsa biz de Şeytan‘a köle gibi tapmayız.
Evet. Tapma mitini yıktığımıza göre şimdi yüce, korkunç, boynuzlu, çarıklı, kırmızı tenli korkunçlu kötülüğün simgesi Şeytan‘dan bahsedelim.
Burada çok sevdiğim retorik tekniğini kullanacağım.
Şeytan’ın kötü olduğunu nereden duydunuz?
“Iı… Şey. Kur’an?”
Başka?
“Iıı… Bir de İncil diyordu sanırsam.”
Ee?
“Ha ve ve ve ve ve yüce efendilerimiz, (((Tanrı)))’nın “seçilmiş kişileri” Yahudiler’in kitabı Tevrat’da yazıyor, o yüzden HAAA haklıyım!”
…
Şaka bir yana, alıntıladığınız bu kitaplar kaç yıllık? Taş çatlasın iki-üç bin. Yerleşik tarih ne kadar geriye gidiyor? En az elli bin. Gerçekten de tarihimizin %4’lük bir kısmını kaplayan, diğer her konuda da yalan, yanlış, kabalık, lanet ve tehditlerle dolu bir kitabın Şeytan tanımını mı ciddiye alacaksınız? Hele de alternatifi çok daha mantıklıyken. Alternatifi ne diye sorarsanız hala kurdukları megayapıları nasıl kurduklarını kavramayı bırakın, günümüzün en yüksek teknolojileriyle bile taklit edemediğimiz, takvimleri bile milyonlarca yıl sonralarına kadar doğru olan Antik Sümerler ve Mısırlıların Şeytan algısı. Sümerlere Enki/EA (Kalde bölgesinde direkt Şeytan), Mısırlılara Ptah olarak bilinen Şeytan doğruluğun, bilginin, yücelmenin ve aydınlanmanın sembolüdür. Şeytan’a kötü diyenler hiç mi düşünmüyor neden Lucifer deniyor diye? Işık Getiren mi kötü olan? Sabah Yıldızı mı kötü olan? Yoksa milyonlarca insanın ölümüne, milyarlarcasının da köle olarak yaşamasına sebep olan Yahweh, kadınları gömdüren, küçük kızları her anlamda deştiren Allah mı? Kim kimin düşmanı? Kim kime başkaldırdı? YHWH mi Şeytan’a, Şeytan mı YHWH’e? Kim önce geldi, hatırlatırız. Satanizm anti-Hristiyanlık/anti-İslam, yani İbrahimi inançlara bir tepki değildir; tam tersi bütün İbrahimi inançlar Satanizm’e tepki ve anti-Satanizm’dir. Zaten Şeytan’a kötü diyen istisnasız her ideolojinin de sadece tek bir güruhtan, Yahudilerden çıktığını da düşünürsek aslında hiçbir Centil’in Şeytan’ın kötü olduğunu düşünmek için sebebi yoktur.
Elbette Şeytan YHWH tarafından yaratılmış bir varlık değildir, ki ondan çok daha eskidir. Ve de ondan çok daha eskiden gezegenimizde bulunmuştur. Yani YHWH’in, Allah’ın yaptığı dağdan gelip bağdakini kovmak, sonra da bu bağlar hep benimdi demek. Başka hiçbir şey değil. İbrahimi veya İbrahimi kaynaklardan etkilenerek üretilmiş/fabrikasyona uğratılmış kaynaklar dışında hiçbir kaynak Şeytan’ı kötü bir ışıkta tasvir etmez, edemez. Çünkü ellerinde bir şey yok. Ne milyonları tufanla boğduğu, ne ateş yağdırdığı, ne de adam öldürdüğü hiçbir yerde yazmıyor. Hristiyanların çok sevdikleri İncil’lerinde bile yalan söyleyen, çalan, çırpan, adam öldüren her zaman için Şeytan değil YHWH olmuştur. Ve Şeytan’ın İncil’deki lakaplarından birkaçı “Dünya’nın Prensi”, “Bu Dünyanın Tanrısı”, “Ejderha” ve yine “Işık Getiren” gibi yüce ve kudretli isimler olmuştur. Ama elbette ki genelde hem Müslümanlar, hem de Hristiyanlar bırakın araştırma yapmayı, Yahudiler tarafından empoze edilen “kendi” kitaplarını bile okumaktan aciz.
Evet. Bu yazımızda da Şeytan‘a tapınma ve Şeytan‘ın kötü bir varlık olduğu efsanelerini kesin bir şekilde yıkmış olduk.
Bir sonraki yazımıza kadar esenlikle kalın.