Bu metin, Joy of Satan Yüksek Rahibi Hoodedcobra666’nın forumlardaki yazısından çevrilmiştir.
Birçok yozlaşma, ruhani bilginin düşman tarafından tahrip edilmesi ve düşman tarafından insanlığa derinlemesine yerleştirilen ahlaki/psikolojik hasar yüzünden [herhangi bir yerde meditasyon yapan kişilere yapılan psişik saldırılar bir yana] birçok ruhani bilgi, özellikle de önemli ruhani bilgiler kirletilmiştir.
Tamamı olmasa bile ruhani bilginin büyük bir kısmı düşmanın ellerinden geçerek yozlaşmış ve saptırılmıştır. Bu kimi zaman düşman tarafından bilerek yapılmış, kimi zaman da düşmanın deliliği buldukları ve çaldıkları ruhani alegorilerin üzerini kapatmış ve sapkın şekillerde açıklamıştır. Yahudilik, neticede tüm Pagan dünyasında var olan diğer Pagan Uygarlıklarından ve Gizem Okullarından çalınan bilgilerin bir bileşiminden başka bir şey değildir.
Bu ruhani bilgiyi koruyabilmek için Orta Çağ’ın simyacıları ellerinden geleni yapmışlardır [bazıları Tanrılarla irtibat halindeydi] ve diğer birçok insan da aynı şeyi yaptı. Bununla birlikte, birbirini izleyen nesillerin her birinde yozlaşma kaçınılmaz olmuştur. Gerçek ruhani bilginin ölüm cezasına çarptırılması, şarlatanların ve diğer pek çok sıradan sahtekârın [örneğin bugün bile Amazon’da kitaplarını bulabileceğimiz] yaşam amaçları sadece diğer bireyleri yanlış yönlendirmek olmuştur çünkü bunu yaparken kendilerini “Gurular” gibi hissetmişlerdir. Bu durum ruhani bilgi açısından bir felakete yol açmıştır ve düşmanınkine benzer bir saygısızlık şeklidir, yalnızca daha kötüsüdür.
Bir örnek ise, geçtiğimiz günlerde Magnum Opus’un formülünü bulundurduğunu iddia eden bir kitabı inceliyordum. İnternette buna benzer birçok kitap var. Buradaki cüret, küstahlığın da ötesinde. Kitabın her tarafında İbranice meditasyonlar içeren aşırı dezenformasyon vardı. Bir kişi bununla asla Magnum Opus’a ulaşamaz, ama muhtemelen Ruhunu onarılmaz bir şekilde mahveder [eğer kişi Yahudi değilse]. Eğer okuyan kişi bir Yahudi olsaydı, kafası karışmış olsa da bazı faydalar elde edebilirdi.
Yahudilerin büyük bir kısmı, başka Yahudilerle ve özellikle de Hahamlar vasıtasıyla kendilerine verilen bozuk bilgileri uyguladığı için aklını kaçırmaktadır. Düşünce ekolleri ile bilginin gizliliğine önem veren kimi Yahudiler her şeyi özgürce, yozlaştırılmış ya da filtresiz bir şekilde verdiklerini söyleyen diğerleri arasında sessiz bir savaş sürmektedir. Madonna’ya ve onun nasıl aklını kaçırdığına veya diğer birçok ünlünün, hatta zaman zaman Yahudi olan ünlülerin, uygulamaları için talimat aldıkları şeyler yüzünden akıllarını ve/veya kişiliklerini tamamen nasıl kaybettiklerine bakmak yeterli olacaktır.
Bu noktada kişinin bilmesi, başını eğmemesi ve pratik yapmaya devam etmesi gerekir. Orta Çağ Simyacıları, Simya’ya ya da Büyük Çalışma’ya giden yol için “Depresif” sanat adını vermişlerdir. Bunun nedeni özellikle başlangıçta meditasyonun çok fazla içsel karmaşayı açığa çıkarmasıdır. Üstesinden gelmek psikolojik olarak ağır gelebilir, fakat temizlendikten sonra kişi kendisini bu sorunlardan kalıcı olarak özgür ve hafif hissedecektir ve artık bu yüklerin taşıyıcısı olmayacaktır. Bu şekilde adlandırılmasının bir başka nedeni de, bu sanata yönelmenin belki de ölümle sonuçlanabilecek olmasıdır.
Birçok insan, düşman yüzünden insanlığın ne kadar battığını ve bu batışa rağmen neler yaptığımızı anlamıyor. Gerçekten de medeniyetin en azından bunu aşmış olması takdir edilmesi gereken bir durumdur. Ne var ki, modern insanlar çok fazla nankörlük yapıyor ve vakitlerini en anlamsız uğraşlarla harcayarak bu sanatlarda bulabilecekleri güzellikleri kaçırıyorlar.
Geçmişteki bazı simyacı ve filozoflara göre, tüm insanlığın kaderi bu yol için çizilmemiştir – en azından bu açıdan, ve bu benim de katıldığım bir şeydir. İnsanlığın tümünün “hemen şimdi veya çok yakında” bu yola gireceğine inanan kişiler, pek çok insanın nadiren bu yolla ilgilendiğini gördüklerinde hayal kırıklığı yaşayacaklardır ve bu da çoğunlukla doğaüstü şeyleri gerçekten anlamayan veya bunları önemsemeyen genç bir ruhtan kaynaklanmaktadır
Burada kişinin ilerlemesi ve kendisine ve diğer insanlara karşı dürüst olması gerekir. Bu durumda kişi yalan söylerse veya tapınırsa daha yüksek bir ilerleme seviyesi kaydedemez, sadece daha yüksek bir seviyede kendini kandırmış ve kibirli olur.
Her neyse, Magnum Opus ile ilgili bazı kafa karışıklıklarını ortadan kaldırmak adına, bu yol için ilerleme seviyesinin genel olarak üç seviyeye sahip olması bakımından “tekil” bir Magnum Opus bulunmamaktadır. Aralarında seviyeler de vardır ancak mesele bunu kolay ve anlaşılır bir şekilde açıklamaktır.
Magnum Opus’un 1. Seviyesinde aşağıdakileri beklemek mümkündür:
-Ruhun beden ile düzgün bir şekilde bağlanması.
-Siddhi’ler ve Güçleri.
-Beden ve gençleşme açısından, daha yavaş [ancak hala devam eden] yaşlanma.
-Kişi yine de fiziki anlamda ölecektir, ama beden ve ruhun birleşiminde daha çok ilerlemiş olacaktır.
-Bu seviyedeki bir ruhun enerjisinin tükenmemesi için bir bedene tekrar reenkarne olması gerekir.
-Bilgelik konusunda düşük ama yeterli bir seviye söz konusu olabilir.
Bu seviye için bir örnek: Gopi Krishna.
Seviye 2’de bir kişi şunları bekleyebilir:
-Ruh ve beden arasında mükemmel bir bağlantı.
-Daha fazla Siddhi ve Güçleri [bazıları başkalarına mucizevi görünebilir, örneğin duyu ötesi algılama, önsezi vb.]
-Beden ve gençleşme açısından, oldukça zarif bir yaşlanma. Kişinin “yaşlandığı” durumda, kişinin kapasitesi ve gücü hala genç bir insanınki gibi olacaktır. Bu durumda beden, ruh tarafından güçlü bir biçimde gençleştirilir.
-Kişi fiziki olarak ölebilir, ancak kişinin astral bedeni “Tamamlanır”, Pagan Kültürlerinde de şu şekilde adlandırılır: “Gökkuşağı Bedeni, Elmas Beden, Güneş Tapınağı, Ebedi Beden” vb.
-Ruh hemen ya da mecburen reenkarne olmayı gerektirmez ve pek alâ “bireysel olarak” var olabilir. Kişi yine de reenkarne olabilir ve bu seviyeye kolayca yeniden ulaşabilir.
-Bu seviyenin sonunda kişi ruhen “Ölümsüz” olabilir veya “İkinci Yaşam”a erişmiş olabilir. Kişi öldürülürse veya yaşlılık, kaza veya başka bir sebepten dolayı fiziksel olarak ölse dahi, Astral Alemde mükemmel varlığını ve tam yetisini sürdürür.
-Reenkarnasyon çok ileri seviyelerde artık sadece mecburi değil, aynı zamanda “isteğe bağlı” olarak da gerçekleşebilir.
Örnekler: Francis Bacon.
Seviye 3’te bir kişi şunları bekleyebilir:
-Ruh ile beden arasında “neredeyse kusursuz” bir bağlantı.
-Geniş kapsamlı veya aşırı Siddhi’ler veya Güçler. [Mucizevi güçler.]
-Kişi düzenli olarak yaşlanabilir ama yaşlanmayı da durdurabilir ve fiziksel yaşa geldikten sonra bunu başarırsa, fiziksel yaşını tersine çevirmek mümkündür. Uzun lafın kısası, fiziksel ölümsüzlük ya da bedeni canlı tutma ve yaşlanma zamanını tersine çevirebilme kapasitesidir. Bütün bunlar mümkündür.
-Kişi ölmüş olsa bile, “Gökkuşağı Bedeni”nde kesinlikle var olacaktır. Söz konusu kişileri yok etmek, ruhani yöntemler açısından neredeyse imkânsızdır.
-Reenkarnasyon hâlâ gerçekleşebilmektedir ve bazı durumlarda isteğe bağlı olarak ilerleme kaydedilebilir. Doğu’da kendilerini anında başka bir fetüste reenkarne edebilen ya da istedikleri zaman ölebilen Yogiler vardı.
-Muazzam bilgelik ve kapsamlı bir kavrayış.
-Çok daha yüksek seviyelerde, bedenin tezahürü veya tezahürden arındırılması ve başka “olağanüstü” veya “inanılmaz” olayların meydana gelebilmesi.
Örnekleri: Adolf Hitler, Hindu Efsanevi Yogiler, Asklepios, Tanrılar Dünya’dayken [binlerce yıl öncesi] Magnum Opus’u tamamlayan Asmodeus gibi bazı Tanrılarımız vs.
Tüm bunlar muhtemelen yanlış bilgileri ortadan kaldıracak ve bu sayede daha fazla bilgi bu ilkelerin anlaşılmasına dayanacaktır. Elbette bunu sadece “Üç Seviye” olarak görüp, kısıtlama koymaya tabii ki de gerek yoktur, kişi bunu gelişmeye yönelik doğrusal bir çizgi şeklinde de görebilir. Yine de seviyeler arasındaki farkı anlamaya yardımcı olması için bu geniş kategorizasyonu yaptım. Bana göre, bu seviyelerin temsil ettikleri şey apaçıktır ve ruhun Filozofların Kutsal Eserine giden yolunda açık “Kontrol Noktaları” olarak kolayca görülebilirler.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666